Hüsnü Zan mı kazanır suizan mı?

Hizmet almak istediğimiz hatta canımız gibi sevdiğimiz bir şehrimiz var, ismini gururla söylediğimiz...

Bu kutsal miras şehrimiz için şüphesiz hepimiz hizmet istiyoruz.

Eleştiren ‘de öven de samimi, sadece fanatik siyasete gömülmüş olanlar hariç.

Eğer idarecilerden hizmet bekliyorsak biraz bizimle yüz yüze geleceğini, geldiğinde soru soracak kadar bir hatır bırakarak eleştirsek belki daha faydalı olacağız.

Öyle bir eleştiriyoruz ki asla onurlu bir idareci  karşısında bu cümleleri kuran insanla bir arada olmak istemez.

Birde bunun aksi var, oda övüp uçuran insanlarımız...

Bu insanlarımızda öyle bir övüyor ki idareciyi şaşkına çeviriyor!

Sanki eleştiren üslubu kaidesiyle isteyen durumun raporunu ortaya koyan düşman gibi görülüyor.

Bizler iyi analiz ederek, yetkililerin içinde bulundukları gerçekleri tahayyül ederek eleştirsek, kulağına fısıldasak ne kadar hoş olacak. Sonuçta göbekten hepimiz birbirimize akrabayız.

Bu yorumlara muhatap olan cevap veren yine bizler olduğumuz için, hizmet almamız zor.

Aynı gemideki insanlar birlik olmazsa birlik olan iller pastayı kapar.

Yanyana komsuyuz dertlerimiz devalarımız ortak ama biz ayrıyız!

Hiç hükmümüz olmaz olamazda, böylede devam eder.

İdarecilerin en çok önünü açacak insan, fikrini insanı ölçüler içerisinde aktaran yardımcı olandır.

Bu A parti B parti fark etmez.

Hüsnü Zan içinde olmaktan başka çaremiz, birlik olmaktan başka çıkış yolumuz yoktur.

Büyüklerimiz olacak onlara müracaat edeceğiz ve fikirlerini alacağız.

Eskiler derdi ki BASİ OLMAYANIN KIÇI OLMAZ derlerdi, çok doğru bir söz...

Aile, mahalle, semt, şehir ülke, örnekler çoğaltılabilir, neresi olursa olsun BÜYÜK yoksa sonu yoktur.

Allah büyüklerimizi başımızdan eksik etmesin, âmin.