Kayıp Kız 14.Bölüm
Haber
22 Eylül 2022 - Perşembe 08:53
 
Kayıp Kız 14.Bölüm
E-KİTAP Haberi
Kayıp Kız 14.Bölüm

Maraş’a gidip gelinceye kadar epeyce vaktimiz olacak, bakarsın bu yolculukta her şey çözülür.
“Rüştü Usta, sen bana bir söz ver bu çocuğu her şey meydana çıkıncaya kadar açık etmeyeceğine Sadi.” dedi.
“Sadi, söz ustam, hem de namus sözü.”
Delikanlı, sende bu işin çözülmesi için amcanla her şeyi açıkça konuş ve korkma dedi.
“Kerim, bende sorun yok.” Dedi.
“Haydi uğurlar ola.” dedi Rüştü Usta.
Dükkândan çıkıp, Sadi’nin arabasına binip Zelveye doğru yola çıktılar, “Sakın açık verme, seni fırında abim imtihan eder, sakın dik konuşma, senin burada işe başlaman işlerimizi kolaylaştırır.” dedi.
Zelve zaten çok yakındı, lokantanın önünde durdular, burası dağın içine oyulmuş oldukça lüks bir işletme idi. Beraberce içeriye girdiler. Üç kişi bir masanın başına oturmuş sohbet ediyorlardı, Sadi, selam verdi. “Abi yeni fırıncı bu arkadaş” diye Kerimi gösterdi. Muharrem Bey, Kerimi önce bir süzdü, yaşın çok genç, bizim işlerimizin altından kalkabilir misin? diye sordu.
“İmtihan edileceğimi söyledi Beyefendi diye Sadi’yi gösterdi. Kerim.
İyi benim biraz işim var gidip beni fırının orda bekleyin dedi Muharrem Bey.
Kerim, babasını gördüğüne hiç heyecanlanmamıştı, sanki sıradan bir patron ile konuşmuştu! Belki de kafasına babasını Doğan olarak yazdığından olmalıydı. Bak bakalım bizim çeşitler ile başa çıkabilir misin? dedi Sadi. Kerim, çeşitlere baktı, pide çeşitleri, testi kebabı ve güveç vardı. Bütün çeşitleriniz bunlar mı? diye sordu.
“Sadi, arada balık ve tepsi kebabı da olur” dedi.
“Bu çeşitlerden çok fazlasını bilirim, ama testi kebabı daha önce yapmadım ve pişirmedim.” Onlar konuşurlarken, Muharrem Bey geldi yanlarına, “Hangisi ile başlamak istersin?” Diye sordu.
“Daha önce testi kebabı hiç pişirmedim, onun haricinde ne ile arzu ederseniz onunla başlarız.” dedi.
“Beyaz önlüğü giyip geç bakalım.” dedi Muharrem Bey.
Tevfik Ustanın tarihi sözleri vardı, bir fırıncı önce tırnaklarını kısa tutacak, sonra temiz olacak derdi. Kerim, tırnaklarına baktı, Müsaade isteyip, müsait bir yerde önce tırnaklarını kesti. Sonra lavaboda ellerini dirseklerine kadar sabunla iyice yıkayıp kuruladı, önce pişirim mi yapayım? diye sordu.
“Hem aç hem de pişir” dedi Muharrem Bey. Kerim, tırnaklı pide açıp pişirdi, ne istenildi ise her şeyi yaptı. “Tamam” dedi Muharrem Bey: “Senden istenilen her işi başarı ile yaptın. Hele tırnakların ve ellerinin temizliğine dikkat etmen beni ziyadesi ile sevindirdi. Ne zaman işe başlıyorsun.” dedi.
“Henüz, nasıl çalışacağım hakkında bir şey konuşmadık.” dedi Kerim.
“Gel bakalım” Deyip masasına doğru ilerledi, Sadi, eli ile haydi git diye işaret ediyordu. “Muharrem Bey otur bakalım, nerelisin, fırın işini nerde öğrendin.” Diye sordu. “Aslen Antalyalıyım, fırıncılığı Malatya’da öğrendim! İki senedir Maraş’ta fırıncılık yapıyorum.” dedi.
Evliya çelebi gibi niye geziyorsun oğlum dedi Muharrem Bey.
“Efendim, Antalya Çocuk Esirgeme Yurdunda büyüdüm, annemin Malatya’da olduğunu öğrendim, kız kardeşim ile Malatya’ya gittik, iki sene orada kaldık, şimdi de iki senedir Maraş’tayız.” dedi.
“Anladım, sabahleyin saat dokuzda iş başı yaparsın yazın saat yirmi dörde kadar burada kalacaksın, kışın saat dokuz akşam yirmi bir arası, tamam dersen sana bin dolar maaş veririm.” dedi.
“Kerim, kız kardeşim ile gelirsem bir ev tutarım, yalnız çalışırsam nerede kalırım!”
“Onları, Sadi ile konuş.” dedi
Sadi, eli ile çekil artık der gibi işaret yaptı. “Abi bana iki gün izin verir misin.” dedi. Muharrem Bey ile Sadi biraz konuştular! Kerimin yanına gelip, “Haydi izini almışken çıkalım.” dedi. Arabaya binip yola çıktılar, “Benim Karnım çok aç Kayseri’ye varmadan duramayız.” dedi Sadi.
Kayseri yakınlarında bir tesiste durup arabadan indiler, “Canın ne isterse onu söyle yiyenim.” dedi Sadi.
Yemek yerlerken Kerim: “Sen bana yiyenim demeye alışırsan işimiz zor dedi.
“Haklısın, sana Kerim Kalfa demeye alışmalıyım.”
“Usta demek ağır mı? gelir.”
“Tamam, Kerim Ustam dediğin gibi olsun.”
Yemek sonrası tesisten çıkıp arabaya bindiler, epeyce yol aldılar, “Anneni aradın madem bulabildin mi?”
“Buldu, ama beni inkar etti, benim oğlum yok dedi, ben ısrar ettim kalkıp gitti yanımdan! Bir arkadaşı geldi yanıma, onun anlattıklarından, sizden çok korkuyormuş! Kendisini ve beni öldürmenizden endişe ediyormuş! Kadının anlatmasına göre, annem evlendiğinde on dört yaşındaymış, babam ondan on beş yaş büyükmüş, onu çok kıskanırmış ve çok dövermiş, üç çocuğu olmuş, canından bezip kaçmış diye anlattı Kerim.”
“Anlattıklarının bir kısmı doğru, yaş ve çocuk, kıskanması da normal, peki, bu

Doğan ile kaçtığını anlattı mı?” Annen, baba adı Doğan diye boşa mı? Yazdı.”
“Doğanı siz mi? Öldürdünüz.”
“Keşke biz öldürsek, o şerefsizin öldüğünden emin değiliz, öldü denilerek cenaze kaldırdılar!  Abim o yüzden hapis yattı, aramızda kan davası başladı, bizden ve onlardan vurulup ölenler oldu, asıl sır seni Antalya’da seni Çocuk Esirgeme Kurumuna verdiler, o halde seni niye yanlarında götürdüler?” Dedi Sadi.
“Annem ne iş yapıyor biliyor musun?”
Nerden bileceğim, bilsek zaten seni o çocuk yuvasında bırakır mıyız, Ne iş yapıyor? annen dedi.
“Annem, dedi Kerim, bir süre duraksadı, pavyonda çalışıyor.” dedi.
Sadi, birden frenlere asıldı, araba bir süre kayıp gitti, araba durunca, ne dedin sen? Dedi.
“Maalesef durum bu.”
“Peki, bu kadını kaçırdılar, niye pavyona attılar, bu işte bir çapanoğlu var” dedi sertçe Sadi.
“Annemi kimse kaçırmamış, kendisi kaçmış o kadın öyle anlattı.”
“Sende safça inandın öylemi.”
“Bu Doğan ile önceden aranızda husumet var mıydı?”
“Abim bunu kumarda ütmüş, sonra kavga çıkmış, abim, bunun kafasına tabanca dayayıp batakhaneden çıkmışlar, bir süre sonra, Doğan, kadın kıyafetleri giymiş olarak çarşıda bulundu, olaylar bu şekilde başladı, bir türlü ardı arkası kesilmedi anneni bulmalıyız, bütün bu sırları o açıklayacak bize.” dedi Sadi.
“Kendini ve beni öldürmenizden korkuyormuş, nedenini bugün senin anlattıklarından anlıyorum.” dedi Kerim.
“Seni niye öldürelim, yıllardır seni arıyoruz! Sen canımız kanımızsın, üstelik üç yaşındaydın seni anan götürdüğünde, senin ne sorumluluğun var!”
“Bak, yiyenim, anan ile ilgili bize bilgiler vermelisin onu bulup her şeyi öğrenmeliyiz.”
“Onu öldürecek misiniz?”
“Sadi, bir süre konuşmadı, Aslında o kadın ölümü bin kere hak etti, gerçekleri öğreneyim, söz senin hatırına onu öldürmeyeceğim.” dedi.
“Peki, annem suçsuzsa, onu Doğan zorla kaçırıp pavyona sattıysa? Ne olacak.”
“Bu anlattıkların doğruysa, anan önce karakolda ifade verir sonra ona hayatı boyunca istediği yerde bakılacak sözü veriyorum hem de namus sözü, en son nerde ne zaman gördün onu söyle.” dedi Sadi.
“Kerim, bütün bildiklerini anlattı. Adı, Kırşehirli Bozlak Kader, bozlak söylermiş.”

 

ARKASI YARIN

 

Ali Gemci

 

Diğer Böümler: E-Kitap

Kaynak: Editör: Kerem ÇINAR
Etiketler: Kayıp, Kız, 14.Bölüm,
Yorumlar
Haber Yazılımı