Azimli Çocuk 6. Bölüm
Haber
18 Temmuz 2022 - Pazartesi 11:11
 
Azimli Çocuk 6. Bölüm
E-KİTAP Haberi
Azimli Çocuk 6. Bölüm

Aradan birkaç gün geçmişti, Kazım’ın babası İbrahim dede ile annesi Solmaz nine gelmişlerdi. İbrahim dede, “Kazım ölmemiş, kurtulmuş soyka.” dedi.
Nasıl bir iticilik vermişti Kazım herkese, Evladı onu vuruyor, anası babası bile kurtulduğuna sevinemeyip üzülüyorlardı.
İbrahim dede, kızım sen yarın dükkânın açıp işine gücüne bak bu ev ne istemez ki dedikten sonra bize müsaade deyip gittiler. Adamcağızın söyleyecek bir sözü yoktu.
Öbür gün Makbule Hanım, kız kardeşi ellerinde temizlik malzemesi ile dükkâna gidip yerdeki kanları temizliyorlardı. “Bir çocuk gelip Makbule Abla seni ustam çağırıyor.” Dedi.
Makbule Hanım, elindeki Temizlik fırçasını bırakıp, merak içinde merdivenlerden inerek Mağazaya girdi. “Buyur Mehmet Amca beni çağırmışsın.” dedi.
Mehmet Bey, “Kusura bakma kızım Merhametten maraz doğdu, dükkânı boşalt.” Dedi.
Makbule Hanımın gözleri karadı, başı dönüp sendeledi, Mehmet Bey’in onu tutmaya artık cesareti yoktu, kolonya verdiler. Kendisine gelince Mehmet amca, “benim üç çocuğum var aç kalıp perişan oluruz.” dedi.
“Allah yardımcınız olsun kızım, ben bu sözleri sana söylerken yüreğim param parça oluyor amma sende Kazımın sözlerini duydun. Bu yaştan sonra namus meselesinde kara alamam ben bunu kaldıramam. Kazım denilen o it ölseydi inan bu sözleri sarf etmezdim ama o sizi de beni de rahat bırakmaz kızım. “Allah rızası için dükkânımı boşaltın başka bir dükkân bulun.” dedi.
Makbule Hanım, yıkık dökük vaziyette dizlerinde ki son derman ile merdivenleri çıkıp dükkâna girdi bir sandalye ye külçe gibi bıraktı kendini, hıçkırıklar içinde ağlıyordu.
“Ne oldu? Abla, niye ağlıyorsun? diye sordu kız kardeşi:
Mehmet Amca, “dükkânı hemen boşaltın ben Kazımla uğraşamam.” dedi Selvi.
Selvi, şaşırmıştı, “Mehmet amca: merhametli insan birde ben konuşayım.” dedi.
Merhametten maraz doğdu kızım bu yaştan sonra namus iftirasını kaldıramam dedi diye aralarında geçenleri anlattı.
Dükkânı kapatıp oradan ayrılıp babalarının yanına varıp olanları anlattılar.
Ökkeş Ede, “siz eve gidip beni bekleyin, Mehmet Efendi ile birde ben konuşayım.” dedi.
Makbule Hanım ve Selvi eve gidip babalarını beklediler epey sonra Ökkeş ede geldi, “ikna edemedim kızım, adam çok korkmuş haksızda sayılmaz. Bir at arabası tutup eşyalarınızı eve getirelim yeni dükkâna bakalım.” dedi.
Öbür gün hep beraber gidip dükkândaki takım ve malzemeleri bir at arabasına yüklediler.
Makbule Hanım. Mağazaya girip bize yaptığın yardımlar için Allah senden razı olsun Hakkını helal et Mehmet amca deyip mağazadan çıktı. Eşyaları eve indirdiler.
Günlerce münasip bir dükkân aradılar ya kirasına güçleri yetmedi ya da onlara vermek istemediler.
Aradan günler geçti artık iyice zora girmişlerdi. Paraları bitmiş eş dost yardımları ile ayakta durmaya çalışıyorlardı.
Bir akşam kapılarına hızlı ve oldukça sert vuruluyordu. Kazımdı deli danalar gibi bağırıyordu bu evi sizle beraber cayır cayır yakacağım diye bağırıyordu.
Makbule Hanım, çocuklarını Kanatları altına almış, korkmayın bir şey yapamaz diyordu. Dışarda sesler çoğalmış bağırmalar, tehditler gırla gidiyordu, biraz sonra sesler kesildi.
O gece gözlerine uyku girmemişti. Sabahleyin Makbule Hanım: çocuklarını alıp anne evine gitti, akşam olanları anlattı.
“O eve şimdilik gitmeyin kızım, o itin ne yapacağı belli olmaz! hele baban gelsin o ne diyecek dedi.
Akşam, Ökkeş ede gelince meseleyi ona anlattılar. Ökkeş ede: “Bu şerefsiz sizi sahipsiz mi? Sanıyor.” Deyip bir sinirle evden çıkıp gitti.
 “İnşallah babam bir delilik yapmaz.” dedi Selvi.
Merak ve korku ile uzun süre beklediler, kapı açılıp kapandı, gelen Ökkeş edeydi.
“İbrahim ede ye gittim durumu anlattım, ikimiz beraber Kazım itini aradık bulamadık, gidip Karakola şikayetçi olduk. Yarın sende gidip şikayetçi olacaksın kızım.” dedi.
Öbür gün Makbule Hanım, babası ile Karakola gidip şikayetçi oldu.
Kazım, her gece gelip kapıya vurup bağırarak tehditler savurup gidiyormuş. 
Aradan bir süre daha geçti Kazım artık gelip gitmeyi bırakmış, Karakoldan dikkati çekilmiş olmalıydı. Artık evlerine dönme zamanı gelmişti, evlerinde kuru yavan bir şeyler yerlerdi. Bir iş güç kaygısına bile doğru dürüst bakamamışlardı Kazım yüzüne.
Gece çok geç bir vakit idi Kapıları vuruluyordu dışarıdan bağırmalar geliyordu. Ne oluyor diye odadan çıkmıştı Makbule Hanım: aman ALLAHIM dedi, şaşkına dönmüştü, hemen çocuklarını kaldırdı “haydi çocuklar çabuk kalkın ev yanıyor.” dedi.
Çocukları alıp acele ile aşağıya indiler alevler dış kapı tarafından geldiği için dışarı çıkamıyorlardı, çocukları alıp bahçenin en sonuna götürüp “buradan sakın ayrılmayın.” dedi. 
Kendisi de hortumu musluğa takıp musluk vanasını açtı, sular kesilmiş akmıyordu.
İtfaiye gelinceye kadar evin çoğu yanmış, komşulara sıçramadan söndürülmüştü.
Makbule Hanım, çocuklarına sarılıp ağlıyordu, Hasan bu defa onu öldürmeden bırakmam deyip ok gibi fırladı. Koşarak Kazımın Çalıştığı Fırına gitti. Kazım sarhoş orda da rezalet çıkarmıştı. Hasan kimsenin fark etmeyeceği bir gizlilikte fırına girip kocaman bir bıçak alıp arkadan kazımın karın boşluğuna “geber deyip soktu! Hasan belki onlarca bıçak darbesi vurmuştu, Kazım cansız yere düştü. Hasan: Kazımın cesedinin suratına tükürüp oradan ayrıldı.”
Eli ve üstü kan içinde annesinin yanına vardı Makbule Hanım: Hasan’ın yüz ifadesine baktı çok değişikti hele gözleri dehşet verici idi. “Sen ne yaptın oğlum.” dedi. 
“Artık Kazım denilen o it seni ve kardeşlerimi rahatsız edemeyecek dedi Hasan.”
Makbule Hanım, bayılmıştı, konu komşu onu ayıltmaya çalışırken orada bulunan Polisler gidip bu evi yakan şerefsizi öldürdüm dedi Hasan.
Polisler, şaşkın bir ifade ile Hasan’a bakıyorlardı. Bir çocuk nasıl bir adamı öldürebilirdi, ama elleri ve üzeri kan içindeydi. Sakin ol bize rahat anlat kimi öldürdün.” diye sordular:
“Kazım, denilen iti öldürdüm evimizi yaktı biz içerde uyuyorduk komşular uyandırmasalardı şimdi biz yanarak ölmüştük.” Dedi.
Polisler, Hasan’ı alıp Karakola götürdüler.
Makbule Hanım, yıkılmıştı, bir kötü yüzüne insanların hayatları allak bullak olmuştu! Çok kısa bir sürede öyle büyük trajediler yaşamışlardı ki. Artık her şeye donuk donuk bakıyordu, sanki bedeni ayaktaydı ama ruhu uçup gitmişti.
Ökkeş ede, gelip kızım Makbule diye ardı ardına söyledi ama ses yoktu, annesi ve Selvi geldiler, onlarda seslendiler. Makbule Hanım: öylece duruyordu, sanki kuru bir kütük gibiydi. Çocuklar anne diye ağlıyorlardı. İbrahim ede: geldi “ne oldu burada? diye sordu:
“Bilmiyoruz bizde yeni geldik.” dedi Ökkeş ede.
Evi, Kazım’ın yaktığını öğrendiler, çocuklar uykuda olduğunu her şeyi anlattı komşular.
Makbule Hanımın yanına vardılar, “sen merak etme kızım el birliği ile evini tamir eder ayağa kaldırırız Allah o Kazımın belasını versin.” Dedi İbrahim ede.
Arkadan bir ses duyuldu, “Kazım belasını buldu ama Hasan’a ne olur bilmiyorum.” dedi.
“Sen ne diyorsun.” İdris dedi Ökkeş ede:
“Hasan, Kazımı arayıp bulmuş bıçakla vurup öldürmüş! Buraya geldi eli ve üstü kan içinde idi, Polislere anlatırken duydum.”
“Hasan, şimdi nerede?” Diye sordu Ökkeş ede:
Polisler, Karakola götürdüler dedi İdris.
Makbule’nin bundan aman haberi olmasın dedi Ökkeş ede.
Haberi var, zaten Hasan’ın gelip o iti öldürdüm demesinden sonra böyle oldu dedi İdris.
İki dünür oradan hemen Karakola gidip durumu öğrendiler, gerçekten de Kazım ölmüştü. Hasan içerde polislere olayı anlatıyormuş.
İki dünür oldukları yere çöktüler her ikisi de Hasan için yanıyorlardı. Geçen defa bir ceza almamıştı ama şimdi birkaç ay sonra on bir yaşına basacaktı. Polisler burayı meşgul etmeyin sabahleyin saat dokuzda adliye ye gelin ne olacağını orada öğrenirsiniz deyip onları gönderdiler.
Tekrar yangın yerine geldiler. Makbule Hanım yine aynıydı. Biz Makbule’yi hastaneye götürelim, siz çocukları bize götürün Selvi dedi Ökkeş ede.
Bir taksiye binip Hastaneye gittiler, psikolog olmadığı için bir sakinleştirici iğne vurdular. Yarın Adana’ya götürün iyi gözükmüyor dedi nöbetçi doktor.
Makbule Hanımı alıp Ökkeş edenin evine götürdüler, çocuklarda oraya getirilmişti, “İbrahim ede ben gideyim yarın gelirim ne yapacağımıza karar veririz.” dedi. 
“Sabahleyin ben adliye ye gideceğim.” dedi Ökkeş ede.
“Tamam, edem orada buluşuruz.” Deyip gitti İbrahim ede.
Ökkeş ede, Hastanede olan biten ile karakolda öğrendiklerini anlattı. Yarın adliyede duruşma var ne olacak görelim, Makbule’yi Adana’ya götürmek için para lazım, para bulmam gerek dedi.

ARKASI YARIN...

 

Ali GEMCİ

( Kitabımızın yeni bölümleri her gün saat 10:00'da paylaşılacaktır. )

Diğer Yayınlar: E-KİTAP (maksatmaras.com)

5.Bölüm: Azimli Çocuk 5.Bölüm (maksatmaras.com)

4.Bölüm: Azimli Çocuk 4.Bölüm (maksatmaras.com)

3.Bölüm: Azimli Çocuk 3.Bölüm (maksatmaras.com)

2.Bölüm: Azimli Çocuk 2.Bölüm (maksatmaras.com)

1.Bölüm: Azimli Çocuk 1.Bölüm (maksatmaras.com)

Kaynak: Editör: Kerem ÇINAR
Etiketler: Azimli, Çocuk, 6., Bölüm,
Yorumlar
Haber Yazılımı