Sanal âlemin en enteresan yanı;
oturup bir yazı yazıyorsun, yazı dönüp dolaşıp başka bir isimle karşına geliyor.

Bazı insanlar "bu yazıyı bu yazamaz, ben yazarım" diyor heralde. Beni saf dışı bırakıp kendileri yazmış gibi paylaşıyorlar.

Meselâ bir kitabın kapağını değiştirip kendi adınıza kapak yaptırabilir misiniz?

Mesele bununla da bitmiyor.
"Bunu sen mi yazdın, ben başka sayfada bu paylaşımı gördüm" diyenlere açıklama yapmak zorunda kalıyoruz.

Bu paylaşımlardan biri de 3 genç aslanın hikâyesiydi.

Erkek aslanlar 1,5 yaşına geldiklerinde, kendi krallıklarını kurmaları için baba aslan tarafından aileden uzaklaştırılırlar.

Genç aslanlar kendi krallıklarını kurana kadar yaklaşık 1 yıl göçebe hayatı yaşarlar.

Bu şekilde yola koyulmuş 3 genç aslan bir Afrika bizonu avladılar. Onunla beslenirlerken sayısı 40'a varan bir sırtlan sürüsü geldi.

Bir erkek aslan 3 - 4 sırtlanla, 
2 erkek aslan 8 - 10 sırtlanla baş edebilir. Ama sırtlanlar çok fazla olunca iş değişti tabi.

Tam da o anda beni etkileyen sahne yaşandı.

3 genç aslan, zayıf ve saldırıya açık arkalarını bir araya getirdiler ve mercedesin yıldızı gibi durdular ve sırtlanrın saldıracağı bir nokta kalmadı.

İşte o an dedimki; biz öyle bir milletiz ki düşmanlarımız ne kadar çok olursa olsun, ne yönden saldırırlarsa saldırsınlar, biz sırt sırta verdiğimiz zaman sırtlanların sayısının artık bir önemi yoktur.