Şok 6.Bölüm
Haber
16 Ağustos 2022 - Salı 06:32
 
Şok 6.Bölüm
E-KİTAP Haberi
Şok 6.Bölüm

Sen ne yaptın, sen nasıl temiz kalabildin?
Bende insanım, gencim, şaştığım oldu ama sapıklaşmadım ayrıca senin kadar saf ve temiz kaldığım söylenemez. Köylü çocuğuyum üniversiteye gelince zaman içinde ortama uyuyorsun kabak çekirdeği gibi açılıp saçılıyorsun ailen sana güveniyor benim kızım böyle şeyler yapmaz diye düşünüyorlar ama neler gördük neler dedi Ebru.
Orhan’ın aklı şaşmıştı! Bütün kızlar böyle değildir herhalde dedi.
Elbette bütün kızlar ve oğlanlar böyle değil biz iyi niyetli davranıp yarı yarıya ayıralım. Ama buralarda, barlarda. Diskoteklerde çalışan kızlar var onlar bu dünyalarını bitirmişler ahiretleri zaten yok Merve gibi sapıklar da az değil. Yine diyorum Merve’den uzak dur. Ona kapılırsan dünyan söner her pisliğe bulaşırsın.

Eve dönüp herkes yatağına uzanıp yattılar. Orhan vay be, demek ki benimle aynı evde kalmak onun için boşuna kolay gelmiyormuş demek ki daha öncede bir erkekle aynı evi paylaşmış boşuna köyüne gitmiyor! Dikkat et yavrum Orhan, az kalsın bu kıza kapılıyordun dedi kendi kendine.
Sabahleyin erkenden kalkıp dükkânı açıp simit yiyerek işine başladı Zeki usta gelene kadar akşam ve sabah epeyce iş yapmıştı. O akşam hava kararana kadar çalıştı Ebru henüz gelmemişti.

Ebrudan duyduklarından sonra artık onu merak etmiyordu Allah bilir nereye takılmıştır diye düşünüyordu. Ebru o gün eve gelmemişti, eğer böyle bir iki mevzu daha olursa onu bir bahane ile başımdan yollarım diye düşünüyordu. İşine kaptırmış Zeki ustanın karşısında balyoz vuruyordu, Kolay gelsin diye Ebrunun sesi duyuldu önce duymamazlıktan geldi. Arkasından bir daha kolay gelsin diye seslenince mecbur dönüp sağ ol hoş geldin dedi. Ya kusura bakma akşam nöbetçi eczane bizmişiz sana haber edemedim dedi. Şimdi eve çıkıp yatacağım deyip gitti.
Çay molası verdiklerinde sen bunun için mi? Bugün durgundun dedi Zeki usta.
Biraz etkisi var elbette kafama başka şeyler takılıyor ustam dedi.
İşle ilgilimi? Dedi Zeki usta.
Yok ustam, dondurmacılık yaptığım yerde bir garson kız vardı zaten işten onun yüzüne ayrılmıştım, bana uyundu her akşam gelip bana pintişiyor onu başımdan bir türlü def edemiyorum, kovuyorum gitmiyor diye Merve’yi anlattı. Senin bir tane var Aslanım bu kızı da bana havale et dedi Zeki usta.

Bak, Zeki usta kızın yaşında ki bir kız sana niye yüz versin! Ayrıca Ebru ile benim aramda hiçbir şey yok bana bir daha böyle şeylerden bahsetme dedi.
Niye bakmasın bizim oğlan para her kapıyı açar sen ona benim öyle dediğimi söyle, yukarda ki kız ile aramda bir şey yok deme o zaman senin erkekliğinden şüphe ederim dedi Zeki usta.
Pezevenk miyim ulan ben deyip Zeki ustanın yakasına yapıştı, konu komşu gelip aralarına girip onları ayırdı. İkiniz ortaksınız yakışıyor mu? Dediler. Baban yaşında adama sen niye saldırıyorsun ayıp deyip gittiler. Orhan belinde bağlı bulunan deri önlüğü çıkarıp dükkânın ortasına atıp dışarıya çıktı epeyce dolaştı, geç vakitte eve gelip kapıyı açıp yukarı çıktı, Ebru uyumamış onu bekliyordu! Neredesin seni merak ettim dedi. Öylesine dolaştım işte dedi.
Zeki usta ile kavgamı etmişsiniz ne oldu? Diye sordu.

Her şeyi açık açık anlattı. Seninle benim aramda ilişki yoksa erkeliğimden şüphe edermiş! Yok Merve’yi kendisine ayarlamalıymışım, Evladın yaşında kız sana yakışıyor mu? Dedim. adam yılışık yılışık sen o kıza benim öyle dediğimi söyle deyince bende yakasından tutup pezevenk miyim ulan ben diye bağırdım diye olayı anlattı.
Ebru, bu anlattıklarına hayret etmedim, şaşırmadım da maalesef insanlar böyle düşünüyorlar, sen ilkokul mezunusun ben üniversite mezunuyum nasıl böyle yakıştırıyorlar! Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?
Artık o adamla çalışamam hali ile evi boşalt diyecek sabah ola hayrola ben yatıyorum deyip divana uzandı, Ebru da odasına girdi. Şunun kibrine bak kendisi üniversite mezunuymuş ben ilkokul mezunuymuşum nasıl yakıştırıyorlar diyor. Ulan sana sahip çıkmasam aç ve açıktaydın be, insan konuştuğu lafı tartıp da konuşur öküz dedi içinden. En kısa zamanda bu kızdan kurtulmalıyım Allah yüzüme baktı Âşık oluyordun lan bu kıza diye kendisine kızdı.
Sabahleyin Ebru yanına gelerek, ben işe gidiyorum akşam görüşürüz deyip gitti.

Saat on sıralarında kapıya vuruluyordu! Merdivenlerden inip kapıyı açtı kapıda ki çerezci Şakir abi idi.
Hayrola Orhan, hasta mısın? bugün görünmeyince merak ettik dedi.
Yok, iyiyim bir sorun yok dedi.
Dükkâna niye inmedin sorun yoksa?
Abi, benim artık o adamla işim olmaz, birkaç gün kendimi dinleyeceğim ondan sonrasına bakarız artık.
Yukarı çıkıp seninle biraz konuşalım mı Orhan dedi Şakir.
Buyur abi deyip onu eve davet etti. Yukarı çıktıklarında, abi kusura bakma ev biraz dağınık dedi Orhan.
Zeki usta ile sorununuz ne bilmiyorum ama ne güzel işiniz var çalışıyorsunuz sana tavsiyem koşan atın başına vurulmaz dedi Şakir.
Zeki, denilen o ahlaksız adamın kafasına balyoz mu? vursaydım abi.
Şakir. Biraz duraksadı. Sizin aranızda ne geçti? diye sordu.
Seni buraya yollayan şahıs bir şey demedi mi?
Zeki ustanın demesine göre sabah erken işe başlayıp akşam geç saate kadar çalıştığın için fark umduğun gibi şeyler söyledi.
Yalan söylemiş abi, ben o işleri gönüllü yapıyordum aklımdan fark istemek bile geçmedi.
Peki kavganın sebebi ne?
Ben, bunu söylemeye haya ederim yaşlı başlı adam kendisi bana rahat söylediğine göre sizin buralarda normal şeyler, sor anlatsın.
Söylemediğine göre ağır şeyler olsa gerek.
Abi kendisi söylerse olur ben anlatmam o adamla da çalışmam! Kira günüme on üç gün var günüm dolduğunda evi boşaltırım, sakın çalışalım diye bana kimseyi yollamasın dedi Orhan.
Şakir mecbur evden çıkıp gitti, duş alıp dolapta olanlardan bir şeyler yedi, üzerine bir şeyler giyip evden çıkıp limana aşağı yürüyüp gitti. Epeyce gezdi falezlere kadar gidip orada manzaraya karşı oturup düşündü, babam bu kadar beni aşağılamasa vallahi bir dakikada burada durmam şu ana kadar kimi tanıdıysa ondan faydalanma cihetine gitmişlerdi! Ev boşalınca Ebru nasıl olsa kendi yoluna gider, ben onun gibi acımasız ve kibirli davranmayayım ondan ne farkım kalır yoksa diye düşündü. Bir dönercide yemek yiyip dolaşıyordu. Ne iş yapabilirim diye düşünüyordu, arabayı satar sermaye yaparım bir işler yaparım nasıl olsa, Namık usta, dükkânı devredecek ama demircilik mesleği eşli yapılan zor meslekti arabayı satmadan elinde ki para ile bu işi rahat rahat yapardı gerekirse Maraş’tan adam getiririm. Hem Namık usta ve diğer ustalar tek çalışıyorlardı üstelik kendisi gençti onlar hem yaşlı hem paraya ihtiyacı olan insanlar değillerdi. Sabah erken başlarım akşamları geç bırakırım üç kişilik çalışırım, dondurmacıda çalışırken günde dört saat dinleniyordu!  Bu düşünce ile bir çayhaneye oturup birkaç bardak çay içti nedense eve gitmek pek içinden gelmiyordu. Ebrudan iyice soğumuştu gece bayağı geç vakitte eve sessizce girip divana uzandı. Yarın ilk iş Namık usta ile görüşeyim diye karar verdi. Öğleye kadar yatakta dönüp durdu. Kalkıp yüzünü yıkayıp giyindi, evden çıkarak Namık ustanın yanına varıp selam verdi. Aleyküm Selam Orhan usta hoş geldin dedi Namık usta.

Hoş bulduk ustam, nasılsın iyi misin? diye sordu.
Sağ ol bizim oğlan, idare edip gidiyoruz işte. Hayrola sen iki gündür çalışmıyorsun. Zeki ile aranızda maraza çıkmış.
O konuyu boş ver ustam, sen geçenlerde dükkâna müşteri çıkarsa satarım diyordun yine aynı fikirdeysen ben talibim ustam.
Namık usta seksenli yaşlarına yaklaşmış ufak tefek bir adamdı, bak bizim oğlan ben Zekiyi pek sevmem bunu Zekide bilir, ama oradan ayrılıp burayı alman biraz ters olmaz mı?
Niye ters olsun Namık usta, ben onun yanında çalışan işçi değildim onun ortağıydım! Öküz öldü ortaklık bitti. Sonra ben senin yanında çalışmayacağım dükkânı satın alacağım. Sen satmazsan başka dükkân bulurum sıfırdan takımları düzer yine yaparım.
Bana yarına kadar müsaade et yarın gel konuşalım, olur veya olmaz cevabı veririm dedi Namık usta.
Oradan, ayrılıp, sürücü kursuna gitti. Ehliyetin hazır yarın şu kadar para getir al dediler. Sevinerek oradan ayrılıp sanayiye gitti, hurda demir fiyatlarına baktı, kendisine yarar mal var mı diye hurdacıda dolaşıp iyice sordu. Zeki usta kendisine çok şeyde yalan söylediğini anladı, ulan şurada kaç gün ömrün varda hala gözün haramda şerefsiz dedi içinden, kendisine lazım olacak ikinci el malzemelerde bulmuştu. Namık usta yok derse, sanayiden bile dükkân tutup toptancılara veririm diye düşündü. O günü sanayide gezerek geçirdi. Dolmuşa binip eve yakın bir yerde indi, lokantadan Akşam yemeği yiyip geziyordu karşısından Ebru geldi, Eve niye gelmiyorsun? canını sıkacak bir söz mü söyledim eğer yanlış yaptıysam özür dilerim dedi.
Seninle alakası yok, Zeki denilen herif asabımı bozdu dün geç vakte kadar dolaştım, bugün sanayiye gidip gezdim dolmuştan inip yemek yedim bir çayhanede çay içecektim sen geldin karşımdan.
Benimle ilgili zannedip üzülmüştüm dedi Ebru.
Haydi, sana ben ısmarlayayım çayı dedi biraz yürüdüler. Bir çay bahçesine girip havadar bir masaya oturdular, artık serin hava sevilir oldu mayıs ayındayız dedi Ebru. Garsona bir semaver sipariş etti. Sanayide iş mi aradın? Diye sordu Ebru.
Malzemelere baktım, bizim çaprazda demirci dükkânı var ya, orası devren satılıktı bana yarın cevap verecek. Bende biraz sanayide malzemeye baktım ikinci el takımlar buldum, Namık usta Satmazsa başka dükkân bulup işime bakacağım.
Ev işini ne yapacaksın? On bir günümüz var günümüz bitince evi teslim ederim dedim.
Ev işini ne yapmayı düşünüyorsun?
Bilmiyorum, önce işimi halledeyim diye düşündüm, Namık usta dükkânı satarsa yine buralardan bir yere bakarım dükkân işi olmazsa sanayiden bir dükkân tutarım toptancılara satarım çıkarttığım malı. Ev buluncaya kadar dükkânda kalırım diye düşünüyorum dedi Orhan.

Yani bana başının çaresine bak diyorsun? Dedi Ebru.
Doğrusu bu değil mi? Baksana insanlar neler düşünüyorlar hakkımızda dedi Orhan.
O zaman kendime bir yer bakayım dedi Ebru.
Vakit varken kalacak bir yere bak dedi Orhan.
Aslında sen bana bozuldun ben biliyorum, sen ilkokul mezunusun, ben üniversite mezunuyum nasıl bizi yakıştırıyorlar sözüme alındın değil mi?
Alınmadım demesem yalan olur, bir seneye yakın bir süre aynı evde kalıyorduk kim biliyordu senin üniversite mezunu benim ilkokul mezunu olduğumu, şahit olduğun gibi insanların çok da umurlarında değil ne mezunu olduğumuz.
Aslında benimde çok umurumda değil öyle demek zorunda kaldım. çünkü Zeki ustanın yaptığı yakıştırma sana zarar verebilirdi, birde dedi yutkundu neyse boş ver başımızın çaresine bakarız elbet, sanayiye gidersen nasıl görüşürüz? Dedi Ebru.

Önce şu bir deyi söyle bakalım dedi Orhan.
Ben sana hayatım dedim. Sen benim için ailene farklı şeyler anlattın, artık seninle yakınlaşıyorduk Merve’den bile kıskandım seni, araba aldın seninle gezme hayalleri kurduk sen benden bir şey esirgemiyordun pazar günleri araba ile pratik yaparız bile dedin. Kendi kendime ne oluyoruz dedim, biz seninle ayrı dünyaların insanlarıyız, aslında özünde aynıyız ama ben farklılaştım senin yanına kendimi yakıştıramıyorum dedi Ebru.

 

ARKASI YARIN

 

Her gün saat 06:30'da yeni bölüm yayınlanacaktır.

Diğer Bölümler:  E-KİTAP (maksatmaras.com)

Kaynak: Editör: Erbey Furkan GEMCİ
Etiketler: Şok, 6.Bölüm,
Yorumlar
Haber Yazılımı