Şok 3.Bölüm
Haber
13 Ağustos 2022 - Cumartesi 06:42
 
Şok 3.Bölüm
E-KİTAP Haberi
Şok 3.Bölüm

Beraber uzak olmayan bir çarşıya vardılar, birkaç tane demirci dükkânı vardı, Selam verip dükkâna girdiler. Usta ile biraz sohbet ettiler, “Usta, işten gerçekten anlıyorsan ortaklık çalışırız, iş çok, ben yalnız çalışıyorum elaman bulamıyoruz” dedi.
Biraz konuştular, “Usta haydi maharetini görelim” dedi. Mehmet müsaade isteyip giderken adresini bir kâğıtta yazıp gitti. Usta ile birkaç saat çalıştılar, “Usta seninle çalışmak zevkli olacak, kaynak biliyor musun? Diye Sordu.
Çocukluğumdan beri demirciyim, sadece sizin modeller farklı onları da kısa zamanda öğrenirim, ortaklık nasıl çalışacağız?” diye sordu Orhan.
“Takımlar benim, alınan malzemelerin parası ve dükkân kirasını ortaklık öderiz yeni alınacak takımları da ortaklık alırız, Akşam ne kadar para birikmiş bölüşürüz, malzeme alınırken herkes üstüne düşeni verir böylece hesap kitap tutma işi olmaz” dedi Usta.
“Şeffaf olur, kimsenin aklında bir şey kalmaz. Bana kalacak yer lazım ne yaparız” ustam dedi.
Dükkânın üstünde dayalı döşeli küçük bir bekar evi var orayı sana kiralarız” dedi.
Üst kattaki ev gerçekten bir oda, salon, mutfak, banyo minyatür ama dayalı döşeli şirin bir evdi, parasını anlaşıp kiraladı. O gün Zeki ustaya yardım etti. Akşam evde menemen yapıp yedi, evin bütün pencere ve kapılarını açmasına rağmen çok sıcaktı nefes alınamıyordu iki defa duş almasına rağmen su ılık olduğu için mi bilinmez yine de çok sıcaktı. Sanki evin dışarısı daha serindi dışarıya çıkıp biraz dolaştı. Eve dönünce kafasının altına bir yastık alarak kuru betonu üstüne yattı aman Allah’ım bu Antalya yaşanılacak bir yer değil çok sıcak hele rutubet insanı felç edip feleğini şaşırıyordu.
Sabaha kadar uyuyamadı iki günlük uykusuzluk ile dükkâna çalışmaya indi.
“Zeki ustam cehennem Antalya’da mı? Sıcaktan uyuyamadım.”
“Sana iki tane vantilatör alalım bizim oğlan, bugün yapacağımız işlerin şu kadar malzemesi var” dedi Zeki usta.

Cebinden para çıkarıp kendisine düşen payı uzatarak “buyur ustam” dedi.
Zeki usta, parayı alıp cebine koydu “ortaklığımız hayırlı olsun.” dedi.
Ocak zaten yanıyordu, karnım aç demeye utandı balyozu eline Alıp ya Allah Bismillah deyip vurmaya başladı, öğleye kadar çay molası bile vermeden çalıştılar. Öğle yemeğinden sonra işe devam ettiler, Zeki usta belki de altmış yaşını geçmiş ama çalışmaya başlayınca dünyayı unutuyordu. İkindi olunca müşteri gelip çapaları alıp parasını verdi “Yarın yine aynı sayıda çapa bekliyorum” deyip gitti.
Parayı bölüştüler, Zeki usta, “Yarın ki malzeme parasını ver bakalım bizim oğlan” dedi.
Orhan, Zeki ustanın dediği parayı çıkarıp vermesine rağmen “çok güzel para kalmıştı.”
Ustam, bana vantilatör alacaktık dedi. Beraberce gidip iki tane ayaklı Vantilatör aldılar.
İki vantilatör ancak rahatlatmıştı, o akşam yemeğini yiyip duş aldıktan sonra televizyonu açıp biraz seyir etti. Uykusu gelince yatıp uyudu.
Sabahleyin erkenden kalkıp bir lokantada çorba içti çay haneye gidip iki bardak çay içip dükkâna gidip işe başladı. Aradan bir hafta geçmişti. Akşamleyin eski çalıştığı yere gitti. Yeni dondurmacı bulmuşlardı. Ebrunun yanına varıp “merhaba dedi gülerek.”
“Orhan, ne güzel bir sürpriz bu, neredeydin bir haftadan beri” diye sordu Ebru.
“Bir demirci dükkânına ortak oldum, ev kiraladım işim iyi kafam rahat, ancak fırsat bulup yanına geldim.” dedi.
“Ebru, Saat yirmi dörtte gelirsen bir yere oturup sohbet ederiz.” dedi.
“Olur, saat yirmi dörtte buradayım deyip oradan ayrıldı.” Her taraf cıvıl cıvıl her milletten insanlar vardı. Bir süre etrafı seyrederek gezdi bir bahçeye oturup soğuk meşrubat içerek vakit geçirip Ebrunun yanına gitti. Ebru, kumral, beyaz tenli, minyon, ince sesli nazik bir kızdı. Ebru onu görmüş eli ile işaret ederek geliyorum demişti, bir süre sonra hesabı veren Ebru Orhan’ın yanına geldi.
“Haydi şu cadaloz Merve’ye yakalanmadan gidelim” dedi. Bir süre yürüdüler. “İşin hayırlı olsun, memnun musun?”
“Evet, çok memnunum sabah sekizde işe başlıyoruz ikindi ezanı ile işi bırakıyoruz, burada ayda aldığımı şimdilik haftada kazanıyorum, yarın nasıl olur bilmiyorum. Bu ara dükkânın üstünde dayalı döşeli küçük şirin bir ev vardı orayı kiraladım.”
“Çok, sevindim, nerde burası uzak mı?” Diye sordu Ebru.
“Çok yakın, Kaleiçi diye bir yer on dakika yürüme mesafesinde.” dedi Orhan.
Beraberce dükkânın olduğu yere geldiler. “Bak şu dükkân, üstte evim diyerek gösterdi.”
“İlginç turistik bir yerde demirci dükkânı var.”
“Burada birkaç demirci var, daha birçok esnaf varda işler yoğun olduğu için çevreyi gezemedim.” dedi Orhan.
“Beni evine davet etmeyecek misin?” dedi Ebru.
Orhan, şaşırmıştı, “Ebru orası bekar evi uygun olur mu?” Dedi.
“Bizim kaldığımız yatakhaneden düzgündür orada erkekler yok mu? hem sen dürüst, bir çocuksun senden kimseye zara gelmez.” dedi Ebru.
“Buyur o zaman” deyip eve varıp kapıyı açarak içeriye girdiler, ışığı yakıp salona geçince “sen otur ben vantilatörleri çalıştırayım” dedi. Vantilatörleri çalıştırınca “buz dolabında soğuk meşrubat var içer misin?”
“İçerim” dedi Ebru.
Orhan, birer bardak meşrubat doldurup geldi uzun süre sohbet ettiler, “Karpuz var yer miyiz?” dedi Orhan,
“İyi olur, soğuk su varsa daha da iyi olur” dedi. Mutfağa girip karpuzu hazırlarken Ebru yanına geldi. “Burası bayağı ev, mutfağı ve her şeyi var” dedi.
“Evet, yatak odası, salon, mutfak, banyo bana yetiyor” dedi Orhan.

“Bende gelsem buraya, kiranın yarısını vereyim olur mu?” Dedi Ebru.
“Niye, sen bedava yerde kalıyorsun?”
“O kara çıyanla, sen gittiğinden beri aramız bozuk, başka yerde iş bulamayınca mecbur döndüm biliyorsun. Olur dersen küçük oda da ben kalırım.” dedi Ebru.

“Benim için bir sakıncası yok, Zeki ustaya bir soralım o tamam derse olur ama, kendine vantilatör alacaksın.” dedi.
“Ebru gülerek tamam, haydi şu odayı göreyim dedi. Beraberce odanın ışığını yakıp baktılar odanın içinde iki kişilik yatak ve dolap vardı. Ben burada hiç yatmadım.” dedi Orhan.
O gece karşılıklı divanlarda yattılar, pazar günü olduğu için Orhan saat sekize kadar yatmış sonra kalkıp Kahvaltılık malzeme alıp gelmiş çay demleyip, beraberce kahvaltı yaptılar. “Ben işe gidiyorum, iş bırakımı beni alır mısın.” dedi Ebru.
Olur dedi Orhan. Ebru, gittikten sonra biraz oturup düşündü Zeki usta nasıl karşılardı belki de olmaz bizim oğlan derdi. Zaten kendisinin de güzel bir kız ile aynı evde kalmasına gönlü razı olmuyordu.
O gün yatarak dinlendi ikindi serinliği ile evden çıkıp yat limanına indi oralarda gezip denizi seyretti, pınar başının göllerinde çok yüzmüş ama burada beş aydır bir kere bile denize girmemişti.
Akşam olunca bir seyyar köfteciden ekmek arası köfte yedi karşıda sinema vardı, sinemaya gidip filim seyredip vakit gelince Ebruyu almaya gitti. Ebru yanına gelince “Hadi şuradan gidelim bu cadı günü bana zehir etti.”

“Niye ona fırsat veriyorsun?” Dedi Orhan.
“Senin evde kalma izni çıkarsa zaten buradan ayrılıp başka yerde çalışacağım! şeytan görsün onun yüzünü. Sana çorba ısmarlayayım mı?” Diye sordu.
“Ben ısmarlayayım.” dedi Orhan.
“Olmaz, ben ısmarlayayım dedim sende tamam dedin itiraz istemem” dedi Ebru.
Beraberce çorba içip eve döndüler biraz sohbet edip yattılar.
Sabahleyin, Orhan erkenden kalkıp çay suyu koydu, simitçiden dört simit alıp geldi, iki simidi peynirle yedi bir keyif çayı içip dükkâna gitti. Zeki ustaya Ebruyu anlattı “bir sorun olur mu?” Dedi.
“Ev senin bizim oğlan burası turistik bir yer böyle şeyler burada yadırganmaz.” dedi.
Onlar işlerin dalmış çalışırlarken “Ebru gelip hayırlı işler” dedi.

“Tamam, Zeki ustamdan izin çıktı ama dediğim gibi odana vantilatör alacaksın.” dedi.
“Ebru, gülerek tamam alırım, size de çok teşekkür ederim Zeki usta” deyip gitti.
Aradan bir hafta geçmişti Merve, Ebruyu öylesine sıkıştırıyordu ki, sonunda Ebru dayanamayıp işe gitmedi, öyle üzeri Orhanlar yemek molası vermişlerdi. “Ebru hayırlı işler deyip yanlarına geldi.”
“Hayırdır hasta falan değilsin değil mi?” Diye sordu Orhan.
“Hasta değilim ama işten ayrıldım!” Dedi Ebru.
“Ne oldu? Yine” dedi Orhan.
“Her zaman ki mesele, Merve’ye artık tahammül edemiyorum.”
“O kız, tam bir bela, adamı katil eder” dedi Orhan.
“Kendime iş bakmaya gidiyorum” deyip ayrıldı.

“Bu kızın kimi kimsesi yok mu? Buralarda garsonluk yapıyor.” dedi Zeki usta.
“Eczacılık okumuş, eczane açmaya paraları yok, para biriktirmeye çalışıyor, iyi bir kız, öyle ahlaksız ve cıvık değil” dedi Orhan.
“Seninle aynı evde kalıyor nasıl iyi bir kız diyorsun?”
“Benden bir zarar gelmeyeceğini biliyor, Antalya’da tek güvendiği kişi benim.” dedi Orhan.
“Ne diyeyim bizim oğlan, dünyanın çivisi çıkmış herkes cavura özeniyor” dedi Zeki usta.
“Haydi biz işimizi yapalım” dedi, kalkıp işlerine devam ettiler.
Ebru, birkaç, gündür iş arıyor bulamıyordu. Akşamları beraber yemek yiyip arada çıkıp geziyorlardı.
“Ebru Eczane için para biriktirebildin mi?”
“Nerde, benim kazandığım para ile kılık kıyafet alıyorum kış boyu harçlık oluyor, anamdan babadan umut yok, bir devlet hastanesine girmek tek umudum ona da torpilim yok.”
“Ne yapacaksın hayat böyle sürmez, bence Eskişehir’e git ailenin yanında kalıp orada kendine bir iş bul gurbette heder olursun Allah korusun.” dedi Orhan.

“Sende annem gibi konuştun şimdi, ailem köyde oturuyor, bir eczanede çalıştım eczacı kalfası muamelesi görünce zoruma gitti, insanın mesleği dışında çok şey zoruna gitmiyor” dedi.
“Ben, Maraş’ta iken demirciliği sevmiyordum! Bütün mesele para kazanmayla ilgiliymiş şimdilik iyi gidiyor işim böyle devam ederse çok iyi, Maraş gibi burada sezona mahkûm olmak yokmuş göreceğiz, olsa bile kazandığım para insanı perişan etmez” dedi Orhan.
“Bilmiyorum yaz bitmek üzere, şurada bir ay kadar daha sezon sürer, sonra yine iş bulma telaşında olacağım.” dedi Ebru.
“Çok zor bir hayatı tercih ediyorsun? Niye” Ebru.
“Hiç düşünmedim, belki de köyde yaşamak istemediğimden böyle davranıyorum, beni kovmadığın sürece seninle kalırım. Senden ayrılınca ne olur? bilmiyorum.” dedi Ebru.
“Yarın Pazar, denize gidelim mi?” Dedi Orhan.
“Olur gidelim, nereye gideceğiz?”
“Vallahi ben Antalya’ya geldiğimden beri hiç denize gitmedim, plaj nerde bilmiyorum bile” dedi Orhan.
“Bende Antalya’da denize gitmedim ama, Konya altı plajı varmış orayı sorup öğrenir gideriz” dedi Ebru.

 

ARKASI YARIN...

 

Ali Gemci

 

Her sabah 06:30'da yeni bölümler yayınlanacak

1.Bölüm: Şok 1.Bölüm (maksatmaras.com)

2.Bölüm Şok 2.Bölüm (maksatmaras.com)

Diğer Yayınlar:  E-KİTAP (maksatmaras.com)

Kaynak: Editör:
Etiketler: Şok, 3.Bölüm,
Yorumlar
Haber Yazılımı