Şok 27.Bölüm
Haber
06 Eylül 2022 - Salı 06:36
 
Şok 27.Bölüm
E-KİTAP Haberi
Şok 27.Bölüm

“Burada tehlikedeyiz, herkesin yürüyemediğimi sanmalarını istiyorum, bir tehlike anında müdahale etmek için mecburum.” dedi Orhan.
“Sen biraz sol kolunu çalıştır, bol idman yap ben odama gidiyorum deyip gitti.”
“Bu manyağın başına bir iş gelmeseydi bari dedi Orhan arkasından.”
Herkes yatmış derin uykuya daldığı sırada Orhan, üzerini giyip otelden dışarıya çıkıp eski kullanılmayan evlerin olduğu bir mahalleye gidip yaya gezmeye başladı, amacı uyuşturucu müptelalarının kendisine musallat olmasıydı. Bir süre sonra üç sarhoş genç geldi yanına, hepsi de uçuyorlardı ayakta duracak halleri yoktu. “Bize para ver” dediler.
“Orhan, param yok benim.” dedi.
“Uzatma babalık ya paran ya canın.” dedi birisi.
“Çok korktum sizden ama param yok!” dedi.
Gençlerin üçü birden saldırdılar, aslında üçü bir adam etmezlerdi, “Orhan onları bir güzel dövdü, ikisinin kollarından kıvırdı, üçüncü oradan kaçtı. Onları alıp bir metruk binaya girdirdi. “Şimdi ben sizi öldüreyim de görün.” dedi.
“Gençler biz sana ne yaptık bizi öldüreceksin.” dediler.
“Bu uyuşturucuyu kimden alıyorsunuz? “Diye sordu.

“Polis misin sen? diye sordu gencin birisi.
“Yok, değilim sizin gibi bir çocuğun babasıyım, çocuğumu mahvedenlerden hesap soracağım.”
“Onlar çok güçlü başa çıkamazsın.” dediler.
“Onun kararını ben veririm oğlumun intikamını alacağım.” dedi.
“Para verirsen söyleriz.” dediler.
“Orhan cebinden para çıkarıp yeter mi?” dedi.
“Yeter, başları kim bilmeyiz bize satış yapan Selo var filan yerde, lacivert bir şahinin içinde orada görürsün dediler.”
“Orhan, lacivert şahin öylemi.” dedi.
“Evet o araba ile geldi bugün.” dediler.
Orhan oradan ayrılıp tarif edilen yere gitti. “Kendisinin kaçırıldığı araba olabilir miydi?”
Etrafı kontrol etti, arabanın içinde tek kişi vardı. İlerleyip cebinden bıçağı çıkarıp, avucu ile bileğinin arkasına sakladı. Arabanın arkasından yaklaşıp arka kapıyı açıp arabaya girip oturdu, “Ne oluyoruz der demez, elindeki bıçağı adamın boğazına dayadı. Devam et” dedi.
“Nereye devam edeceğim?”
“Ben yolu tarif ederim.” dedi Orhan.

Orhan yolu tarif ederek boş bir araziye geldiler. “Şimdi cevap ver bakalım, Hoca ile çarkçıyı nerde bulabilirim?”
“Bahsettiğin kişileri bilmiyorum.” dedi satıcı.
Orhan, elinde ki bıçağı biraz daha sert bastırdı.
“Boğazımı kesiyorsun! Diye inledi satıcı.”
Orhan, bıçağın şiddetini biraz daha artırdı, “Cevap ver” dedi.
“Satıcı, acı içinde bilmiyorum.” dedi.
“Orhan, bıçağın ucunu satıcının tam gırtlağına hafifçe soktu.”
“Orhan, sana zerre miktar acımam Hoca ile çarkçı nerde?”
“Satıcı, ağlayarak, bilmiyorum.” dedi.
Orhan, bıçağın ucunu satıcının boğazına biraz daha batırarak, “Sen ana kuzularına acımadan o lanet uyuşturucuyu satıyorsun ya, onların ölmesi, rezil olması umurunda değil ya, senin gebermende benim umurumda değil. Ya öleceksin ya da onları bulabileceğim yeri söyleyeceksin başka yolu yok!” dedi.
Satıcının boğazından akan kanları ellerinde hissediyordu, ama o konuşmamak için direniyordu.
“Satıcı, Beni öldürürler.” dedi boğuk bir sesle.
“Şu anda ben ne yapıyorum!” dedi Orhan.
“Ailemi öldürürler” dedi satıcı.
“Umurumda değil, aileni bu kadar seviyorsan baştan düşünüp girmeyecektin bu işe, zaten birazdan kan kaybından gebereceksin.” dedi Orhan.
Bir süre sonra satıcı bayıldı, Orhan onu orada bırakıp arabadan inmeden tahmini ellerinin değdiği yerleri silip arabadan inerek uzaklaştı. Bir süre yürüdükten sonra bir taksiye binerek bir süre gidip Mobeselerin olmadığı bir yerde taksiden indi, bir süre sonra başka bir taksiye binerek otele gitti. Korumalar ve otel çalışanları onun yürüyüşe gittiklerini sanıyorlardı. Zor yürüyor numarası ile Sessizce odasına girip, yatağına yattı. “Bu satıcının gözünü nasıl korkutmuşlarsa ölmeyi tercih edip konuşmadı. Ebruya yapılanları hatırladı, hiç kimse o muameleyi kendi anası ve bacısında düşünemez. O halde bu pisliğe niye giriyorlar! Muhtemel güzel şeyler gösterip Vaat ediyorlar, bu zavallıların gözleri boyanıp kabul ediyorlar, nice ortaokullu ve liseli kız var içlerinde onları kullanıyorlar muhtemel diye düşünerek uykuya daldı.”
Öbür gün kahvaltı geldi kalk denilince yataktan kalkıp kahvaltısını yaptı, arkasına ilaçlarını aldı.
Ertuğrul, erkenden otelden çıkıp koruması ile Emniyete gitti. Orada epeyce sohbetten sonra, Ertuğrul’un yakaladığı adamın hazineci olduğu kanaati ile mahkemeye sevk edilmişti. Amir Bey ile beraber Emniyetten çıkarak Beyoğlu’nun eski mahallelerinde gezdiler. Birkaç torbacı yakalayıp konuşturmak istiyorlardı. Akşam Orhan’ın öldürdüğü satıcının haberini alıp olay yerine gittiler, orada inceleme yaptıktan sonra Ormanda kazı yapılan alana gitmek üzere yola çıktılar. Köyü geçip ormana yeni girmişlerdi. Üzerlerine ateş açıldı, ikisi birden arabadan inerek ateş açılan yere silah sıkmaya başladılar. Silah sıkanlar kaçınca Amir Bey onların peşinden giderken Ertuğrul orada bekliyordu.

Aradan beş dakika geçmişti ancak, Ertuğrul’a ateş açıldı Ertuğrul onlara cevap verdi. Arkasından sert bir cisimle başına vuruldu. Gözünü açtığında başında üç kişi bekliyordu. “Avukat kendine geldi.” dediler.
“Sen Avukatsın niye polislik oynuyorsun yaşın ellinin üstünde belli ki, şimdi sana ne yapmalıyız sen karar ver” dediler.
“Ertuğrul, ben polislik oynamıyorum, müvekkillerimin işlerini takip ediyorum.” dedi.
Önce bir karnını doyur bakalım deyip önüne bir tabak çoban salata, bir tabak patlıcan söğürme koydular. Adam elindeki plastik şişeyi göstererek “20-50 motor yağı deyip salatanın üstüne döküp karıştırdı. Salatayı limonlumu seversin? Sirkelimi.” diye sordu.
Ertuğrul’un nutku durmuştu. “Adam, sen arkadaşlarına motor yağlı salata yediriyorsun, iyi bir şey olmasaydı sen arkadaşlarına yedirmezdin! ye Avukat.” dedi.
“Ertuğrul, motor yağlı salatayı kaşıklamaya başlamıştı.”
 “Nasıl lezzetlimi?” Diye sordu.
“Ertuğrul, motor yağlı salatayı yiyip bitirdi.”
“Adam, ikramlarımız daha bitmedi Avukat deyip eline yine bir plastik şişe alarak bu şanzıman yağ birde bu yağı test edelim deyip patlıcan söğürmesinin üstünde gezdirerek döktü. Haydi afiyet olsun.” dedi.
“Ertuğrul, ben arkadaşlarıma istemeyerek motor yağlı salata yedirdim. Şanzıman yağı nerden çıktı.” dedi.
“Test ediyoruz avukat.” dedi adam.
“Ertuğrul, şanzıman yağlı söğürmeyi yerken, lezzetliymiş sende buyur.” dedi adama.
“Karnım tok, sana zıkkım olsun Avukat.” dedi.

“Dışarıdan koşarak birisi geldi, Hocam polisler geliyor.” dedi.
“Hoca, bu iş burada bitti belleme Avukat yine karşılaşacağız, seni yine alacağız. Sana yanık yağlı salata sözüm olsun.” deyip oradan uzaklaştılar.
Amir Bey ve polisler gelmişlerdi. Ertuğrul, Amir Bey bana motor yağlı salata yedirdiler, şanzıman yağlı söğürme nerden çıktı anlamadım, sana yanık yağlı salata sözüm olsun deyip gittiler.” dedi.
“Size söylemiştik, bunların şakası yok, siz bu işten uzak durun demiştik, artık iyice hedefsiniz.” dedi.
“Ne yapmamı öneriyorsunuz?”
“Artık Maraş’a gidin, Orhan beyler ile orada saklanın yoksa ne olacağını gördük bunlardan her türlü pislik beklenir.” dedi Amir.
Ertuğrul’u otele bırakıp gittiler. Ertuğrul asansöre binerek kaldıkları kata çıkmıştı, Orhan’ın odasına varıp “Maraş’a dönüyoruz!” dedi.
“Orhan, ne oldu sana yavrum abuket beeğ yüzün kireç gibi bembeyaz olmuş.
“Gülistan kızım, motor yağ ve şanzıman yağı insana zarar verir mi?” diye sordu. Ertuğrul.
“Ne oldu Ertuğrul Bey anlatsaydınız!” dedi.
Ertuğrul, Orhan’a baktı, “Çaresizce oturup başından geçenleri anlattı.
“Orhan’ı bir gülme almıştı, öyle bir gülüyordu ki odada bulunanlar hayretle ona bakıyorlardı. “Şanzıman yağ nasıldı lezzetli miydi? Limon mu sıktın, sirkelimi yedin, yanık yağlı salata favorin olur artık diyor ama gülmekten gözlerinden yaşlar fışkırıyordu.”
“Gülistan, baba bunun şakası mı olur” dedi.
“Kızım bu televizyon ekranından Özgürü motor yağlı salata yedirmeyle tehdit etmişti ya dedi kahkahalara boğularak.”
“Sen gül bakalım artık Maraş yolcusuyuz.” dedi Ertuğrul.
Kapı vuruldu, Gülistan kapıyı açtı, gelenler Gülizar ile çocuklardı. “Uçak bileti alında yarın sabahleyin Maraş’a uçuyoruz.” dedi Orhan.
Öbür gün sabahleyin erkenden otelden ayrılıp havaalanına gittiler, uçağa binip Maraş’ta indiler. Onları bekleyen bir minibüs ile bağ evine gittiler. Ertuğrul bir yere telefon açtı. Bir süre sonra kahvaltı hazır dendi hep beraber kahvaltı yapıldı.
“Ertuğrul istediğin zaman söyle seni ister bağına ister evine bıraksınlar” dedi Orhan.

“Kadıoğlu’nu çağırdım gecikti onunla giderim.” dedi.
“Kadıoğlu’na niye zahmet veriyorsun aslanım çocuklar götürürlerdi seni.”
“Sana ne arkadaş yahu, arkadaşımı çağırdım belki özledim.” dedi Ertuğrul.
“Adam, hanımını, çocuklarını özler, Kadıoğlu’nu niye özledin bunun altında bir şey var ama anlamadım.” dedi Orhan.
Bir süre sonra Kadıoğlu yanında Hamdi ile geldiler. “Hoş gelmişsiniz geçmiş olsun.” deyip oturdular, biraz sohbet ettiler, “Kadıoğlu: nasıl oldun? Ede” diye Orhan’a sordu.
“Zop gibiyim Allah’a şükürler olsun, hele bu Abuket beeğ beni bir neşelendirdi göreceksiniz artık benim bir numaralı neşe kaynağım oldu aslanım.” dedi.
“Hayrola ne yaptın yavrum bu töle Abuket?” diye sordu Hamdi.
“Orhan, sen dur ben anlatayım dedi Ertuğrul’a, Orhan anlatırken herkes katıla katıla gülüyorlardı.
“Epeyce kuru keyif oldunuz yavrum, haydi beni götür şuradan Kadıoğlu.” dedi Ertuğrul.
“Ulan durun, bir kahve içseydik daha yanık yağ var onu anlatmadım dedi Orhan gülerek.”
“Ulan ben ölümden döndüm bu hâlâ işin gırgırında yürüyün gidelim şuradan.” dedi Ertuğrul.

Oradan ayrılıp arabaya bindiler, bağdan çıkınca “Kadıoğlu, eve mi gidiyoruz? Abuket beeğ.” diye sordu.
“Hamdi ve sen sırrınıza sahip olun hayatım tehlikede beni sizin köye götür.” dedi Ertuğrul.
“Kadıoğlu’nun köyümü var seni götürsün Abuket.” dedi.
“Ede ben aslen, Elbistan’ın Türkmen köyündenim kimse bilmez, babam vaktinde gelmiş, anam Maraşlı biz Maraş’ta doğup büyüdük.” dedi.
“Abooov hem Elbistanlısın hem de köylüsün sende hele bir sinsilik vardı.” dedi gülerek.
“Niye oğlum Elbistanlılar sinsimi?”
 “Yok oğlum onlar gardaşımız, canımız ciğerimiz senden bahsettim ben.” dedi Hamdi.
“Bırakın gevezeliği de beni oraya götür ki

 

ARKASI YARIN...

 

Ali Gemci

 

Diğer Bölümler:  https://www.maksatmaras.com/kategori-e-kitap-51.html

Kaynak: Editör: Erbey Furkan GEMCİ
Etiketler: Şok, 27.Bölüm,
Yorumlar
Haber Yazılımı