Şok 18.Bölüm
Haber
28 Ağustos 2022 - Pazar 08:17
 
Şok 18.Bölüm
E-KİTAP Haberi
Şok 18.Bölüm

“Ebru, hangi gerçekten bahsediyorsun, rapor açıklandı da biz mi kaçırdık?” diye sordu.
“Açıklamaya gerek mi kaldı, sunucu hanım size alaycı bir ifade ile soruyor anlamadınız mı?” dedi Tuğba.
Sunucu, tekrar baktı, “Raporda adı geçenlerin akrabalık ilişkileri” dedi durdu.
“Stüdyoda bulunanlarda isyan etti, artık tadını kaçırdınız açıklayın yahu şunu dedi yaşlı bir adam.”
“Sunucu, heyecanlandın mı amcacığım bu işin sırrı bu” dedi.
Stüdyoda homurtular yükselince, “Sunucu, hazır mısınız! okuyorum dedi, Orhan Bey ile Özgürün akrabalık ilişkileri bulunma” dedi yine durdu.
“Ebru, ayağa kalkarak, insanların hayatlarını karartarak program yapılmaz! sizin oyunlarınıza daha fazla alet olmak istemiyorum.” deyip dışarı çıkıyordu onun arkasından Zeliha’da kalktı.
“Sunucu tamam işi tadında bırakıyorum ama son soru sormak istiyorum ona cevap verin vallahi açıklayacağım.” dedi.
“Sorun” dedi sertçe Ebru,
“Sunucu sizce sonuç ne? Çıkar.”
“Ebru, kırk defa söyledim bir daha söylüyorum bu oğlan Orhan’dan değil.”
“Özgür, lütfen söyleyin de utansın tabi utanacak yüzü kalırsa.”
“Ebru, geçip yerine oturdu, sen kaşındın delikanlı annenin kim olduğunu ne iş yaptığını delilleri ve ispatları ile anlatacağım bakalım kim rezil oluyor.” dedi.
Sunucu, hemen fırsatı kaçırmadan, “ne biliyorsunuz?”
“Merve, para karşılığı bedenini satan bir fahişe idi.”
“Merve’nin resimlerini ekrana koyun, gelen bilgilere beraber şahit olalım, bu oğlana bir baba bırakmalıydı, ona tertemiz, dürüst bir baba adayı olarak Orhan’ı seçti, hem Orhan’dan ve benden kovulmanın intikamını alacaktı, hem de günah çocuğuna bir baba peydahlayacaktı. Ama DNA testi diye bilimsel bir icadın çıkabileceğini tahmin etmedi.” dedi Ebru.
“Merve Hanım’ın fotoğraflarını ekrana getirin arkadaşlar.” dedi sunucu.
Özgür, ayağa kalkıp Ebru’nun üstüne yürüyordu, korumalar onu tutarak sakinleştirirlerken sunucu reklam istedi.
“Orhan, çıldırıyordu ulan bunlar nasıl insanlar iki reyting uğruna insanların aile düzenlerini bozup hayatlarını allak bullak ediyorlar.” diye söyleniyordu.
Reklam bitince, “Sunucu burada kavga yapmayınız lütfen gidip suç duyurusunda bulunun diye yol gösterince.”
 Ebru, Patladı “Bütün bunlar senin yüzünden oluyor, yeter artık insanlarla futbol topu gibi oynayacağına sonuçları açıklayın.” Dedi.
 Stüdyo içinde bulunan izleyicilerin protesto ıslıkları ve yeter artık kaç defa söz verdiniz açıklayın artık şu sonuçları tepkisinden sonra.
Sunucu, yılışık bir yüz ifadesi ile “Okuyalım bari diyerek Orhan Bey ve Özgür arasında akrabalık bağları” deyip gülmeye başladı.
Sunucuya gelen uyarıdan sonra gayet ciddi bir yüz ifadesi ile “Orhan Bey ve Özgür arasında akrabalık bağı bulunmamaktadır.” dedi.
Stüdyoda, sevinç çığlıkları yapılıyordu, Orhan’da ayağa kalkıp zıplayarak “İşte bu be” dedi.
Gülizar ve çocuklar sevinç yumağı olmuşlardı, “Gülnaz, anne babam temize çıktı artık eve döner.” dedi.

“Özgür, ayağa kalkıp, Henüz her şey bitmedi. Ben, DNA testini bizzat Orhan Bey’den istiyorum nerden bileyim DNA testini verenin, onun Oğlu olduğunu.” dedi.
“Tam, Merve’nin oğluna yakışır bir çıkış, sen bu sözlerinle insanları ne ile suçladığının farkında mısın?” diye Bağırdı Ebru.
“Artık Merve’nin fotoğrafını ekrana koyun ve size bir yığın şahit çıkacak.” dedi Ebru.
Orhan, Özgürün bu çıkışından dolayı sinirinden tir tir titriyordu “Ulan şu günah çocuğuna bak Gülizar’ın namusuna söz ediyor.” Deyip üzerini giyip otelden ayrıldı, arabasını İstanbul’a gitmek için hareket ettirdi, ağzını burnunu kıracağım o piçin diye deli gibi araba sürüyordu, yollar kar ve buzluydu ama Orhan’ın gözü bir şey görmüyordu intikam nasıl alınır sen görürsün diyordu. Önüne bir inek çıktı direksiyonu çevirdi, frene bastı arabanın kontrolu kendisinden çıktı araba hızla kayıyordu, sonunda araba yan üstü devrildi bir süre öyle sürüklendi, birkaç takla atıp durdu.
Orhan, arabanın içinde saatlerce kaldı, bir köylü tesadüfen görüp arabanın yanına gelip içine bakınca arabanın içinde ölümü? Baygın mı olduğunu bilemediği bir adam gördü. Hemen Jandarmaya koşup haber verdi. Jandarmalar ile olay yerine gelince ambulans istediler. Ambulans gelmeden önce arabanın içinden bir telefon sesi geliyordu. Jandarma telefonu alıp “Komutanım ne yapalım?” diye sordu.
“Arayan bellimi?” Diye sordu komutan.
“Avukat Ertuğrul” diye yazıyor.
“Cevap ver, durumu bildir.” dedi.
“Asker, telefonu açıp alo” dedi.
“Ertuğrul, şaşırmıştı, Orhan Bey yok mu?” Diye sordu.
“Siz, Orhan Bey’in nesi oluyorsunuz?” diye sordu.
“Avukatı ve arkadaşıyım niye soruyorsunuz?” Dedi telaşla.
“Avukat Bey, ben jandarmayım, Orhan Bey maalesef kaza yapmış, ambulans çağırdık.” dedi.
“Nasıl kaza yapmış, kendisinin durumu nasıl?”
“Asker, bize ihbar yeni geldi, sanırım buzda arabası kayıp takla atmış kendisi arabada hareketsiz yatıyor, ölümü, baygın mı? Bilmiyoruz deyip bulunduğu yeri söyledi.”

Bu ara stüdyoda öbür gün program başlamış Merve ile ilgili birçok bilgiler akıyordu, telefonla bağlananlar oluyor herkes, Ebru ve Zeliha’yı doğruluyorlardı.
“Ebru, Özgür’e dönerek biz seni düşünerek bunlardan bahsetmiyorduk artık kimin çocuğu olduğunu öğrendin.” dedi.
“Özgür, sizi mahkemeye vereceğim diye tehdit etti.”
“Sen önce mağdur ettiğin Orhan Bey ve ailesinin seni verecekleri mahkemeyi ve arkasına benim vereceğim mahkemeleri düşünsen iyi edersin.” dedi Ebru.
“Özgür, ben iddiamda diretiyorum bizzat Orhan Beyden DNA testi istiyorum.” dedi.
Sunucuda zor durumda kalmıştı aldığı uyarı onu kendine getirmişti. “Özgür biz mahkeme değiliz DNA testi yapıldı iddian tutmadı, birçok şahit var bizim yapacağımız başka bir şey yok, bu isteklerini mahkemeden talep edebilirsin diye konuşurken, bir kız koşarak elinde ki pusulayı sunucuya ulaştırdı, Sunucu, üzülerek bir haber vermek istiyorum, Orhan Bey Kırşehir yakınlarında trafik kazası geçirmiş şu anda yoğun bakımdaymış ve durumu ağırmış.” dedi.

Televizyon başında olanları izleyen Gülizar bu haber ile şok oldu “Ne diyor bu kadın diyerek oğlunu aradı oğlum babandan haberin var mı?”
“Yok anne” dedi Gülbey
“Oğlum şimdi televizyonda söylediler, baban Kırşehir yakınlarında kaza yapmış durumu kritikmiş.” dedi.
Televizyon yayınına Avukat Ertuğrul Bey bağlandı “Biz henüz ailesine durumu bildirmeden siz niye ekranlardan duyuruyorsunuz? diye sunucuya kızdı. Arkasına, Özgür denilen yaratığı dövmek için İstanbul’a gitmek üzere yola çıkmış, ne demek lan züppe belki onun oğlu değil demek! herkesi kendin gibi onun bunun çocuğumu sanıyorsun.” dedi. Yayından Ertuğrul Bey’in sesi alındı anında Reklama girildi. Reklam dönüşü “Bu mesele bizim için bitmiştir denildi.”
Ebru, rejiden Ertuğrul Bey’in telefon numarasını alıp aradı, kendini tanıttı, Orhan hakkında bilgi aldı “Oraya gelmemin bir sakıncası olur mu?”
“Orhan Bey’in ailesinin haberi televizyondan oldu. Onlar Maraş’tan yola çıktılar, sizin gelmeniz uygun olmaz.” dedi.
“Kızım, bari o gelsin onu kimse tanımaz ki” dedi Ebru.
“Tamam o gelsin, telefon numaramı verin Kırşehir’e geldiğinde beni arasın.” dedi Ertuğrul Bey.
Gülizar ve çocuklar Maraş’tan yola çıkmışlar, “Pınarbaşı’ndayız Ertuğrul Amca babam nasıl?” diye sordu Gülnaz.
“Bekliyoruz, doktorlar bir şey demiyorlar ben geldiğimden beri bilgi alamadım.” dedi.
Oysa, Orhan, kritik bir Ameliyata alınmış üç saattir Ameliyattaydı. Yolda birçok yerde sık sık aradılar, “Dikkat edin yollarda gizli buzlanma var” diye onları uyardı Ertuğrul.
Orhan, Ameliyattan çıkmış yoğun bakıma alınmıştı. Orhan’ın ailesi hastaneye geldiğinde, “Orhan, nasıl?” diye sordu Gülizar.
“Ertuğrul Bey, yeni Ameliyattan çıktı, yoğun bakımda.” dedi.
Hemen doktorlara koşup durumunu sordular? “Biz elimizden geleni yaptık ne olacağını bekleyip göreceğiz, beyin cerrahımız izinde, Belki Ankara’ya sevk edebiliriz.” dedi başhekim.
Akşam, Ertuğrul Bey onları bir otele yerleştirdi, “Bugün dinlenin hastanede yapacak bir şeyimiz yok, hele yarın olsun dedi. Saat yirmi bir sularında telefonu çaldı, telefonda bir bayan, Ertuğrul Bey ben Sezen, Ebru Hanımın kızı.” dedi.
“Ertuğrul Bey, buyurun.” dedi.
“Ben Kırşehir’e geldim Hastaneye mi? Geleyim.” diye sordu.
“Neredesiniz? Ben geleyim.” dedi.
“Sezen, konum atayım.” dedi.
“Ben konumdan anlamam, nerde olduğunu söyle hemen geleyim.” dedi
“Sezen, olduğu yeri tarif etti, Ertuğrul otel çalışanlarından birini yanına alarak adrese gitti.”

Tarif edilen yerde genç bir bayan bekliyordu. Arabadan inerek yanına vardı, “Sezen Hanım ben Avukat Ertuğrul.” dedi.
“Evet, Ben sezenim, Orhan Bey’in durumu nasıl?” diye sordu.
Ertuğrul Bey, ona doktorların söylediklerini anlattı.
“Beni hastaneye götürür müsünüz?” dedi Sezen.
“Orada bizim yapabileceğimiz bir şeyimiz yok.” dedi Ertuğrul Bey.
“Ben, Tıp Akademisyeniyim, filmlere bakayım belki bir faydam olur.” dedi.
“Buyurun arabaya gidelim” dedi. Beraberce hastaneye gittiler, Sezen, doktorlara kendisini tanıttı, hekimlik kartını gösterdi, “Filmleri ve tahlil sonuçlarını görebilir miyim?” dedi.
Her şeyi inceledi, “Hastayı görebilir miyim?” Dedi Sezen.
Önce Orhan Bey’i görünce duygulandı, “Seninle böyle karşılaşmak istemezdim.” dedi.
Dışarı çıktığında çok kötü haldeydi. Boş bir odaya girdiler Telefon açtı “Hocam hastam var diyerek durumunu anlattı. Hasta babam hocam dedi. Çok teşekkür ederim hocam, burada beyin cerrahisi izindeymiş Ankara’ya nakli yapıla bilinir diyorlar, duygusal olacağım için ameliyata ben giremem sizden bu hususta yardımcı olmanızı rica ediyorum.” dedi. Hoca telefonda bir şeyler anlattı. “Sağ olun hocam siz Kırşehir’e gelene kadar dediklerinizi harfiyen yapacağım.” dedi Sezen.

“Sezen, ben beyin cerrahıyım ama Ameliyata giremem, çok duygu yüklüyüm, İstanbul’dan hocam gelecek. Onlar gelene kadar ben onu Stabil tutacağım ama sizden ricam Orhan Bey’in ailesi benim kim olduğumu bilmesin Haftalardır bir iftira yüzüne perişan olmuşlardır üzerine bu kaza onları çok yıpratmıştır.” dedi Sezen.
“Tamam, Kızım söylemem, sen zaten Asaletinle Orhan’ın kızı olduğunu kanıtladın.” dedi Ertuğrul Bey.
Öbür gün, Gülizar ve çocuklarla Sezen’i tanıştırdı, “Dün İstanbul’dan geldi Sezen Hanım, bugün Ekibin Tamamı gelecek Orhan’ı Ameliyat edecekler İnşallah.” dedi Ertuğrul Bey.
“Gülizar, Doktor Hanım, hiçbir masraftan kaçınmayın paranın hiç önemi yok yeter ki Orhan’ım sağlığına kavuşsun.” dedi.
 

 

ARKASI YARIN...

 

Ali Gemci

 

Diğer Bölümler: https://www.maksatmaras.com/kategori-e-kitap-51.html

Kaynak: Editör: Erbey Furkan GEMCİ
Etiketler: Şok, 18.Bölüm,
Yorumlar
Haber Yazılımı