Azimli Çocuk 3.Bölüm
Haber
06 Temmuz 2022 - Çarşamba 10:52
 
Azimli Çocuk 3.Bölüm
E-KİTAP Haberi
Azimli Çocuk 3.Bölüm

“Allah durduk yere et yollar mı?” dedi babası.

Hasan, “Allah’ımız beni vesile etti ben getirdim” dedi.

Adamın kafası pek almamıştı ama oturup kebap yemeye başlamıştı.

Kebaplarını yiyince, “çocuklar anne Bayramlıklarımızı giydirir misin” dediler.

Babaları şaşkındı, ne Bayramlığı diye sordu? Ona kimse cevap vermeden içeri girdiler anneleri çocuklarına Bayramlıklarını giydirdi, ilk defa ayakkabıları ile Bayramlıkları olmuştu, çocuklar Bayramlıklarını yastıklarının altına koymuşlar öylece yatmışlardı.

Makbule Hanım, dışarı çıkıp elinde bulunan gömleği uzatarak “Kazım bu gömlek senin bayramlığın buyur” dedi.

Arkasına üç çocukta Bayramlıklarını giyip gelmişler, “baba Bayramın mübarek olsun diye elini öpmek istediler.”

Kazım, hiddetle ayağa fırladı “bunları nerden aldınız!” diye bağırdı.

Hasan, “ben aldım” dedi.

“Sen bacak kadar boyunla nasıl alacaksın! çabuk doğruyu söyleyin” dedi.

“Kurbanlığı da Bayramlıkları da Hasan, gece gündüz çalışarak aldı” dedi Makbule hanım.

“Ben o Kurbanlığı sattım! hem bu kadar parayı sen nasıl kazanıyorsun? söyle bakalım” dedi.

Ticaret yapıyorum deyip olan biteni anlattı Hasan.

Fakat Kazım inanmıyor deli danalar gibi bağırıyordu. Seslere Mustafa Amca ve Atiye Teyze geldiler.

“Ne oluyor? Burada. Bayram günü niye bağırıyorsun! Kazım diye kızdı.”

“Hasan Efendi Kurbanlık ve Bayramlık almış! benim bunlara inanmamı bekliyorlar” dedi Kazım.

“Doğru söylüyorlar! Hasan Aslan gibi, gece gündüz çalışıp aldı” dedi Mustafa Amca.

Kazım hala inanmayıp söyleniyordu.

“Yeter Bayram günü huzursuzluk çıkarma diye bağırdı, biz şimdi gidiyoruz hır gür çıkarırsan sana hesabını misli ile sorarım deyip gittiler Mustafa Amcalar.”

Üçkardeş annelerine sarılmışlar korku içinde babalarına bakıyorlardı.

Kazım” başını salladı “ben size yapacağımı biliyorum” dedi.

“Bayramımızı zehir etme Allah Aşkına kazım” dedi Makbule Hanım.

“Siz benden habersiz iş çevirirsiniz ve bana Bayramımızı zehir etme diyorsunuz!” dedi.

“Biz senin arkandan iş çevirmedik! Hasan giyim eşyası satarak kazandı bu paraları” dedi Makbule Hanım.

Kazım, “bunların hesabını size sonra mutlaka soracağım” dedi.

Makbule Hanım, etleri ayarladı dağıtılacak etleri ayarlayıp çocuklarla verilecek yerlere gönderdi.

Makbule Hanımın işi bitince, “biz hazırız Kazım nereye ziyarete gideceksek gidebiliriz” dedi.

“Ben bir yere gitmiyorum! siz de gitmiyorsunuz!” dedi.

Kazım, “farkında mısın bayramdayız anana, babana gitmeliyiz!”

“Ben bir yere gitmiyorum! siz de gitmiyorsunuz!” diye tekrarladı Kazım.

“Biz anne babama gideriz! hatta senin anne ve babana da gideriz! sen gitmeye bilirsin” dedi Makbule Hanım.

“Bu evin reisi benim bir yere gitmeyeceksiniz! diyorum o kadar” dedi.

Makbule Hanım, ağlayarak içeriye girdi.

Hasan, “anne onu dinlemeyelim gidelim” dedi

“Olmaz oğlum gidemeyiz!” dedi Makbule Hanım.

Hasan, “dışarıya çıkıp Bayram günü bizi niye eve mahkûm ediyorsun!” dedi.

“Sus ulan bacak kadar boyunla benim işime mi karışıyorsun” dedi Kazım.

“Ben o bacak kadar boyumla, senin sattığın Kurbanlığı ve bugün kestiğimiz kurbanlığı aldım” dedi Hasan sertçe.

Kazım, Hasan’ın üstüne yürüdü, Makbule Hanım öne atılıp oğlunun dayak yemesine engel oldu.

Kazım, Makbule Hanıma vurmaya kalkışmıştı, “Hasan eline bir bıçak alarak sakın anneme vurma seni pişman ederim” dedi.

Kazım, “çocukları bana düşman ettin diye bağırdı.”

Hasan, “annem bizi sana düşman etmiyor! bunu sen yapıyorsun, ilk defa Bayramlık giydik, bak sokaktan çocukların sesleri geliyor onların babaları baba değiller mi?”

Mustafa Amca ve oğlu cemal gelmişlerdi, “ne oluyor yine” dedi.

Hasan, “dedemlere ziyarete göndermiyor! evden dışarı çıkmayacaksınız diyor” dedi.

Mustafa Amca, “Bayram günü olacak iş mi bu Kazım. Boş yere niye huzursuzluk çıkarıyorsun” dedi.

“Haydi, Makbule çocukları al istediğin yere git, ben izin veriyorum” dedi Mustafa Amca.

“Öyle bir şey yapsınlar boşarım onu” dedi Kazım.

Hasan, “öne atılıp keşke öyle bir iyilik yapsan” dedi.

Kazım, “defol ulan benim evimden diye Hasan’a bağırdı! Arkasına isteyen bu velet ile çekip gidebilir” dedi.

Zavallı Makbule Hanım Hasan’ı kucaklamış bırakmıyordu.

Mustafa Amcanın gür sesi ile meydan inledi “sen defol benim evimden! ne faydan var bu çocuklara ve bu kadına” dedi.

Kazım, “şaşırmıştı ne diyorsun? Mustafa emmi sen diyebildi.”

“Ulan bu ahırda hangi kadın kalır! bu eve fırından getirdiğin ekmekten başka ne getiriyorsun. bu çocuklar ne yiyorlar bu kadın bu çocukları nasıl besliyor diye hiç düşündün mü? Alkolüne ve kumarına parayı bulursun ama bunları düşünmezsin asıl sen defol buradan” dedi.

Atiye Teyze geldi, “sesiniz bütün komşulara gidiyor bayram günü olacak iş mi bu yaptıklarınız” dedi.

Kazım, “tamam, istediğiniz yere gidin deyip içeriye girdi.”

Makbule Hanım, “çocuklarının yüzlerini yıkadı! artık ağlamayın haydi gidelim” dedi.

Evden çıkıp önce Kazımın Ailesine ziyarete gittiler! “Kazım niye gelmedi diye sordular? Hasan olan biteni anlattı.”

Kazımın Babası, “kızım bu Kazımdan, size hayır gelmez alacağın her kararda yanındayım” dedi.

Oradan ayrılıp Makbule Hanımın Ailesinin evlerine gittiler gittikleri her yerde aynı şeyler söyleniyordu.

Makbule Hanım, Hasan’ın aldığı kurbanlığın satılmasından her şeyi annesine anlattı, “gitme artık kızım biz seni yolda bulmadık” dedi.

Anne: “evde et var tel dolaba koydum hepsi kokar yazık! mecbur gitmeliyim” dedi.

O akşam orada kaldılar, öğleye doğru evlerine döndüler, evde kimse yoktu tel dolapta et de yoktu hepsini Kazım alıp götürmüştü! muhtemel satmak için götürmüştür! Makbule Hanım kendisinin ve çocukların eşyalarını toplayıp evden çıktılar, Atiye Teyzeye uğrayıp durumu anlattıktan sonra “biz annemin evine gidiyoruz” dedi.

Bayramın üçüncü günüydü hasanın kuşlar dikkatini çekti ağızlarında çöpleri teker teker taşıyarak götürüyorlar ve evlerini yapıyorlardı, kuşlar sabırla evlerini yapıyorlarsa bende çok çalışıp sabırla para biriktirip anneme bir ev almalıyım artık kimsenin ahırında oturamayız dedi kendi kendine.

Bayram bitmişti, “Hasan sabah erkenden anneciğim ben mağazaya gidiyorum” dedi.

Hasan, mağazaya varınca, Mehmet Bey “hoş geldin gel bakalım” dedi.

“Bende şu kadar birikmiş paran var! bu parayı ne yapacaksın? diye sordu?

Hasan, Bayramda yaşadıklarını anlattı, “biz Mustafa Amcaların ahırında oturuyoruz, çok çalışıp anneme ve kardeşlerime bakacağım ve anneme bir ev alacağım” dedi.

“Okullar açılana kadar yine burada satış yapabilirsin, Bayram gibi iş olmaz ama yine ekmek parasını çıkarırsın, madem ev alacaksın bu paraya altın alalım ister annene ver ister bende biriksin sonrada sana bir ev alırız olur mu?” dedi Mehmet amca.

“Gerçekten mi diyorsun? Mehmet Amca dedi sevinç içinde Hasan.”

“Gerçekten diyorum, azimle çalışana Allah verir onun hazinesi çok büyük, yeter ki sen mücadeleyi bırakma.”

Bayram, sonrası olduğu için Hasan günde üç beş parça ancak satış yapıyordu, Eylül ayına girmişlerdi okul açılma zamanı yaklaşmıştı Mehmet Amca, Hasan’ı çağırdı “bu amcan Antepli Trikocu elinde çok hafif defolu kışlık kazaklar varmış! sana alalım mı?”

“Ben bilmem sen ne dersen o olur” dedi Hasan.

Antepli, “elimde değişik renk ve modelde bin tane kazak var! fiyatı çok ucuz, defosunu anlamayan seçemez hepsini peşin fiyata alırsan sana veririm” dedi.

 

ARKASI YARIN...

ALİ GEMCİ

 

( Kitabımızın yeni bölümleri her gün saat 10:00'da paylaşılacaktır. )

Diğer Yayınlar: E-KİTAP (maksatmaras.com)

2.Bölüm: Azimli Çocuk 2.Bölüm (maksatmaras.com)

1.Bölüm: Azimli Çocuk 1.Bölüm (maksatmaras.com)

Kaynak: Editör: Kerem ÇINAR
Etiketler: Azimli, Çocuk, 3.Bölüm,
Yorumlar
Haber Yazılımı