Azimli Çocuk 15.Bölüm
Haber
27 Temmuz 2022 - Çarşamba 11:02
 
Azimli Çocuk 15.Bölüm
E-KİTAP Haberi
Azimli Çocuk 15.Bölüm

“Annemin gavur inadı var! o kızı sittin sene bana istemez biliyorum! kırk kapıya seksen değnek vurur.”
“Anneni yok mu sayıyorsun?”
“Annemi niye yok sayayım benim hayatım benim kararım” dedi Hasan.
“İstersen biraz daha düşün daha akli selim hareket et.”
“Şimdi sana bir soru soracağım ve bana harbi cevap vereceksin!”
“Sor bakalım dedi Raziye.”
“Sen benim yerimde olsan ne yapardın?”
“Önce annemle konuşurdum olumlu çıkmazsa kızı kaçırırdım dedi Raziye.”
“Olumlu çıkmaz diyorum! sözlü kızı hangi anne gidip ister, istedi diyelim bizim kızımız sözlü yakında
nişan takılacak demezler mi?”
“Bence Annene söyle ferdi hareket etme.”
“Şöyle düşün sana bir oğlan Âşık olmuş onun ailesi gidip seni babandan isterse baban ne der?”
“Beni karıştırma, ben sana yardımcı olmak istiyorum! Ben şimdi size gideyim, yemekten sonra sen
beni eve bırakırsın uzun uzadıya konuşuruz” deyip gitti Raziye.
Fatihin yanına giderek operasyon başlıyor ortağım dedi. Dükkânı kapatıp doğruca cip durağına
vardılar. Gülpak Remzi oradaydı “ona tamam bu akşam bu iş oluyor” dedi.
Cipe binerek Raziye’nin evinin oraya vardılar, Remzi ben ciple burada beklerim sen kızı lafa tut, Fatih
eterli bezi ağzına tutar kız yere düşmeden sen onu kucaklayıp cipe getirirsin, Fatih yolda iner seninle
Dere boğazına gideriz. Ama benim önce Katırcıya haber etmem gerekiyor “benzin parası ver bakalım”
Benzin parasını alınca haydi vakit kaybetmeyelim dedi Remzi.
Oradan ayrılıp ulu caminin orada Hasan indi, Remzi ile Fatih dere boğazına doğru Hareket ettiler.
Hasan, eve varınca, “nerde kaldın oğlum” dedi Makbule Hanım.
“Biraz işim vardı onu halledip geldim! Hoş gelmişsiniz.” Raziye Hanım dedi.
“Hoş bulduk Hasan Bey, hayrola bu resmiyet nerden çıktı dedi Raziye.”
“Ne resmiyeti.” dedi Hasan.
“Oğlum niye abla demiyorsun! Demek istiyor.” dedi Makbule Hanım.
Hasan, Raziye’nin “yanına gelip durdu! Hangimiz daha büyüğüz? Şimdi benden küçük bir kıza ablamı
diyeceğim! O bana abi desin.” dedi Hasan.
“Anladık oğlum, “senin bugün canın bir şeylere sıkılmış belli.” dedi Makbule Hanım.
Anne senin evde işlerin daha bitmedi mi? Dükkânda işler üst üste yığıldı Mağazacılarla çene yarışı
yapıyorum! Ben bugün yatacağım yarın sabahleyin keyif yapacağım buyur anahtarları deyip odasına
gidip uzandı.”
Makbule Hanım, geldi yanına, ayıp oldu Raziye ablana özür dile kızın gönlünü al haydi.
“Bırak anne ya ben yatacağım!”
Oğlum birazdan kız evine gitmek isterse mecbur sen götüreceksin.”
“Burada yatsın evine bu gecelik gitmesin.” dedi Hasan.
Evde yeterince yatak mı? Var. Ben çok seviyorum Raziye’yi, gurbette garip başına biz sahip çıkmazsak
nerde kalır insanlığımız dedi Makbule Hanım.
Raziye, “Makbule Abla diye sesleniyordu!”
“Odadan dışarı çıkıp buyur” dedi.
“Abla geç olmadan ben gideyim bugün Hasan’ın keyfi yok.” Dedi.
“Hasan diye seslendi oğlum Raziye ablanı evine bırak.” dedi.
“Yemek yemeden mi gidelim! Anne. dedi Hasan.
Hemen otur paşam, Hatice abinin yemeğini getir diye seslendi. Hatice sofrayı serip yemeği hazırlayıp
Hasan’ın önüne koydu. Hasan yemeğini yedikten sonra “buyurun gidelim maliyeci Hanım” dedi.

Evden çıkıp epeyce yürüdüler, “bana kızmışsın anlaşılan ne söylediysem senin iyiliğin için söylemiştim
ama artık bu konuda bir şey demeyeceğim! Hangi kızı kaçırırsan kaçır.” dedi Raziye.
“Senden izin çıktı yani! Kız kaçırmamı onaylıyorsun öylemi?”
“Aslın da kafama takılan çok soru var sana soracağım! Ama şimdilik bende kalsın.” dedi Raziye.
Hasan, saatine baktı “gerçekten vakit daha erken, Kaleye çıkalım sana bir kola ısmarlayayım.” dedi.
“İstemem beni evime götür bundan sonra mesafeli olalım lütfen.” dedi Raziye.
“Sanırsın ki kız kaçırmamı kıskanıyorsun! Sözlü olmazsan o kızı değil beni kaçır demek istiyorsun
anlamı çıkarırdım.” dedi Hasan.
“Anlaşıldı sen kaşınıyorsun! Önce harbi harbi sorularıma cevap vereceksin! sonra her şeyi açık açık
konuşalım tamam dersen Kaleye çıkalım.” dedi Raziye.
“Eyvallah dayı, senin emrin olur dedi döş döverek” Hasan.
Kaleye çıkıyorlardı ama Raziye’nin yüzü çok ciddiydi Hasan bu yüzden konuşup batmak istemiyordu!
Aniden vaz geçip eve dönerse Remzi belki de gelmemişti saat yirmi iki ile yirmi üç arası geliriz demişti.
Kale bahçesinin sakin bir yerindeki masaya oturdular.
“Bana bir sigara bul.” dedi Raziye.
Büfede satılıyordur garsona aldırırız sen kaygı etme dedi Hasan. Garsona “iki kola, varsa kaçak sigara
yoksa ne varsa onu getir.” dedi.
“Aslında utanmasam bira içerim.” dedi Raziye.
“O kadar kızdırdım seni öylemi! Daha önce bira içtin mi?”
“Daha önce ömrümde hiç sigarada birada içmedim.” dedi Raziye.
O halde hiç deneme tavsiye etmem dedi Hasan.
“Sigara içeceğim ama ona karışma.”
Garson bir kaçak sigara ile iki kola getirdi birde kibrit bırakıp gitti.
“Raziye sigarayı yaktı bir nefes çekip öksürdü.”
“Sn. Ablacığım bir sigarada ben yakabilir miyim!” dedi Hasan.
Raziye uzunca Hasan’a baktı! “Sen ne ayaksın! benim aklımı mı sınıyorsun.” dedi.
“Estağfurullah o nasıl bir söz, nasıl cevap vereceğimi bilemedim! Nerden çıkardın bunları şimdi.”
“Bana abla demiyorsun, ablan dendiği zaman kafan uçuyor bunları fark etmedim mi? Sanıyorsun! Şu
garsonu çağır hele!” Hasan eli ile garsonu çağırdı, garson gelince, “şu tepemde ki ışığı söndür bize iki
bira getir.” dedi Raziye.
Hasan’ın nutku durmuştu! “Hele şu zıkkım bir gelsin birkaç yudum alayım sana neler neler
söyleyeceğim.” dedi Raziye.
Garson lambayı gevşeterek söndürmüştü, biralar da geldi, Raziye birayı eline alıp bir süre bekledi
sonra kafasına dikti. “Hasan dur hele ne yapıyorsun.” Ağır ol dedi.
Raziye bir iki fırt sigaradan çekip söndürdü! Bu meretlerin ikisi de acı yanında bir şey yok mu?
Hasan, eli ile garsonu çağırdı “biranın yanında neyin var?” diye sordu.
Garson “çerez getireyim isterseniz.” dedi.
Raziye getir ne duruyorsun dedi.
Çerezde gelince Raziye Biradan bir yudum daha aldı! “Bu kaçıracağın kız kim?” Diye sordu.
“Nerden bileceksin.” dedi Hasan.
“Senin kaçıracağın kızı biliyorum! bütün ip uçları beni gösteriyor, dur cevap verme, benim hayalimin
esas oğlanını soruyordun ya! İşte o esas oğlan kim biliyor musun?”
Hasan ona fırsat vermeden cevabı yapıştırdı “evet biliyorum! Senin esas oğlanın benim.” dedi.
Şimdi şaşırma sırası Raziye’ye gelmişti! “Nerden biliyorsun.” Diye sordu.
“Sende çok açık veriyordun! hele pastanede hesap alınmayıp siz böyle örnek çift olmaya devam edin

her gün gelin dendiğinde yüz ifadeni görecektin! Sonra vitrinde boy ölçüldüğümüzde yelkenlerin
inmişti, rüyamı ve hayallerimi anlatınca çok etkilenmiştin! Açıkça belli ediyordun.
“Maalesef dediklerinin hepsi doğru! galiba sana Âşık oldum ama Makbule Ablaya ihanet ediyor gibi
hissediyorum” dedi Raziye.
“Niye böyle düşünüyorsun ki, belki annem sevinir senden iyisini mi bulacak.”
Hasan, “kaç yaşındasın?”
“İki ay sonra on yedime basacağım.”
“Ben yirmi üç yaşındayım senden altı yaş büyüğüm bu sorun olmaz mı?”
“Bence olmaz! oldu diyelim! seni kimse suçlamaz çünkü seni kaçıracağım.”
“Ne zaman kaçıracaksın beni? Dedi Raziye.”
“İstersen hemen bugün kaçırayım.” dedi Hasan.
“Nereye gideceğiz?”
“Sen istiyor musun onu söyle.”
“Evet, beni bu gece kaçır ama romantik bir yere gidelim.”
“Tamam, hayallerimizin olduğu yere gidelim dedi Hasan.”
Hesabı ödediler, Kaleden inip Raziye’nin evine doğru ilerlediler.
“Hani beni kaçırıyordun! Benim eve gidiyoruz beni kandırdın mı?”
“Sen biranın etkisine girdin sana sürpriz yaptım gidersek görürsün.”
Raziye’nin evinin oraya gelince Fatih yaklaşıyordu, “Hasan, Fatihe eli ile işaret etti gelme diye.” Raziye
ile gidip cipin kapısın açtı “haydi bin” dedi.
“Beni bu gecemi kaçıracaktın”
Evet, “bir sakıncası mı var?” diye sordu.
“Ama ben bu gece kaçmak istemiyorum.”
Fatih yaklaşmıştı, Hasan eli ile işaret ederek eteri alıp Raziye’nin ağzına bastırdı biraz çırpındıktan
sonra bayıldı! Onu kucağına alıp cipin koltuğuna yatırdı.
“Fatih, sen mektubu yarın anneme vermeyi unutma, nerde olduğumuzu bilmiyorsun.” deyip Hareket
ettiler.
“Bu kız gönüllü biniyordu? niye vaz geçti sonradan.” diye sordu Remzi.
“Hem gider hem ağlarım diyor işte.” dedi Hasan.
“Yaşı tutuyor değil mi? Bu kızın.”
“Sen devam et, katırcı ile görüşüp hallettin mi?” diye sordu Hasan.
“Sen haklıymışsın, bu kadar acele edeceğinizi tahmin etmedim dedi katırcı! Bende ona götürdüğüm
erzakları ve parayı aldım galaya ya gidiyoruz bunları Kâye ye verirsek seni kimse bulamaz merak etme,
bu iş emniyete intikal eder, fatihi sıkıştırırlar.” dedi Remzi.
Saatlerce gittiler yollar bozuktu içleri dışlarına çıkmıştı “daha nerde Remzi bu galaya” dedi Hasan.
“Az kaldı bir iki saate varırız.”
Raziye, hala baygın yatıyordu zikzaklı toprak dağ yollarında inip çıkıyorlardı bazen baş döndüren
uçurumlardan geçiyorlar arabanın farlarının gösterdiği kadar görmelerine rağmen ürpertici bir
yolculuktu. Sonunda “daha galaya gözüktü” dedi Remzi. galaya muhtarının evinin önünde durdular.
Remzi açık bir kapıdan bahçeye girip bir kapıya vurdu. “Kim o diye duyulan sese, aç Kâye Emmi ben
Gülpak Remzi” dedi.
Kâye kapıyı açınca, “bu saatte ne istiyorsun?” Remzi.
“Sana müşteri getirdim Kâye Emmi” dedi.

ARKASI YARIN...

 

Ali GEMCİ

 

(Hergün saat 10:00'da yeni bölümler paylaşılacak)

Diğer Bölümler:E-KİTAP (maksatmaras.com)

Kaynak: Editör: Kerem ÇINAR
Etiketler: Azimli, Çocuk, 15.Bölüm,
Yorumlar
Haber Yazılımı