Azimli Çocuk 13.Bölüm
Haber
25 Temmuz 2022 - Pazartesi 09:45
 
Azimli Çocuk 13.Bölüm
E-KİTAP Haberi
Azimli Çocuk 13.Bölüm

 Hasan, Gelen müşterilerle ilgilenmek üzere oradan ayrıldı! Bir süre sonra Raziye geldi yanına, “annenin bir suçu yok! Pikniğe gitmeyi ben istedim Maraş’ta sizden başka kimsem yok!”

“Daha önce söyleseydin biz planımızı yaptık, alınacak malzemeleri aldık, katır bile kiraladık.”

“Katırla ne yapacaksınız? Kızı katıra mı bindireceksin.” dedi gülerek Raziye.

“Hayallerimin peşine gidiyorum! Rüyamda gördüğüm gibi bir yer varmış araba yolculuğundan sonra uzunca katır yolculuğu yapılarak gidiliyormuş.” dedi Hasan.

“Bu kız gerçekte kaçık birine benziyor ne işiniz var dağ başlarında kızı da al gel pikniğe.” dedi Raziye.

“Kızın bu programdan haberi bile yok, dünyada rüyamda ki gibi bir yer var mı? Varsa bulup görmek istiyorum! Kız bende görmek istiyorum derse onu da sonra götürürüm.”

“Sen bu rüyanın etkisinde kalmışsın gerçek aleme dön artık.” dedi Raziye.

“Sen rüyadan etkilenmedin sanki! Eminim ki sende anlattığım yerden hayaller kurmaya başlamışsındır! Merak ettiğim senin hayallerinin esas oğlanı kim?”

“Pikniğe beraber gitmiş olsaydık bunları sana anlatırdım” dedi tebessüm ederek Raziye.

“Annem, haftaya Salı gününden sonra evde olacak dükkânda yalnız olurum buyur gel konuşalım.” dedi Hasan.

“Evin tamiratı bitti mi?”

“Az kaldı birkaç güne biter, annem, anneannem ve teyzem evin temizliği ve düzenlemesini yapacaklar.”

“Bir odayı terzihane yapacağım diyordu o fikrinden vaz geçmedi değil mi?”

“Onu da kendisine sor artık” dedi Hasan.

Pazar günü erkenden kalkıp dükkâna gelip malzemeleri alıp sokak başına gitti. Fatih gelmiş cipe binmiş kendisini bekliyordu. Cip şoförü kendi yaşlarında fırlama bir oğlandı. “Bu döl cipi Ceyhan Nehir’inden aşağıya yuvarlanmasaydı bari” dedi bir emmi.

“Şoför, in ulan aşağıya korkan döyüs binmesin” dedi. Herkes şoförle gevezelik ediyor oda herkese laf yetiştiriyordu. Cip çalıştı, arkadan bir emmi: “cipin motoru da mal deli Ahmet’in motoru gibi çalışıyor yavrum Gülpak Remzi” dedi. “Köprüyü geçerken senin motoru da görürüz Vahas emmi” dedi Gülpak.

Gırgır şamata içinde bir yolculuktan sonra, “dere boğazı yolcuları dökülsünler diye bağırdı.” Gülpak.

Fatihle, Hasan indi cipten. Köye varıp katırcı Bekir’i bulup katırlara binip yokuş yukarı tırmanmaya başladılar. Öylene kadar çıktılar, bazen düz gittiler. Bir su başında oturup getirdikleri malzemelerden salata yapıp yediler tekrar devam ettiler. “Burası dedi Katırcı Bekir.”

Gerçekten de muazzam bir yerdi, rüyasında ki gibi değilse de çok güzeldi! Bir Davarcı kulübesi vardı. “Buraya artık Davarcılar gelmiyorlar burayı istediğiniz gibi kullanırsınız” dedi Katırcı Bekir.

İçini gezip Baktılar, “buraya yatak kap kacak ve zahire gelecek nasıl getireceğiz?” Dedi Hasan.

Katırcı Bekir, “yılışık yılışık gülüp parmaklarını ovarak sen neşeden haber ver yiyen efendi.” dedi.

Hasan, “burada ne kadar kalırız bilmiyorum! bu sürede perişan olursak kötü olur.” dedi.

Katırcı Bekir, “bir çuval un gönder ekmek yaptırırım.”

 

“Bulguru, pirinci sen alıp gönder, salça, soğan Vs ben köyden temin ederim” kabaca bir hesap çıkardı “şu kadar para verirsen bir sene bile kalsanız! Ben size erzak taşırım, bende arada gelip kontrol ederim.” dedi Fatih.

Hasan, Fatih “bu adama güvene bilir miyiz? Bu dağ başında rezil kepaze olmayalım.” dedi.

Fatih, “her şeyi açık açık katırcı Bekir’e söyledi! Bekir, ölüm olmazsa ben sözümde dururum.” dedi.

Hasan, “eğer sözünde durmazsan zaten sonun da ya biz burada ölürüz ya da seni ben öldürürüm bilesin.” dedi.

“Tehdit olacaksa bu işe girme yiyen Efendi! önce güvenmeyi öğreneceksin.” dedi Katırcı Bekir.

“Tehdit değil, ben buraya Âşık olduğum kızı kaçırıp getireceğim, kız nişanlanacak, nişandan evvel kaçıracağım! ortalığın sakinleşmesi ne kadar sürer belli olmaz! burada kızı rezil edemem her şeyin hesabını yapmalıyım.” dedi Hasan.

“Sen yanına tüfek ve bolca fişekte al buralarda ayı, kurt ve yaban domuzu var! Hem ava da çıkarsınız, geyik, karaca ve çeşitli av hayvanı bol olur buralarda.” dedi Katırcı Bekir.

Çok oyalanmadan dönüş yoluna geçtiler iniş çıkışa göre biraz daha rahat oluyordu. Akşam Bekir’in evinde yatacaklardı, Bekir’le uzunca bir liste yaptılar, köyde olanları Bekir ayarlayacak diğerlerini Hasan, “Gülpak Remzi ile yollarım.” Dedi.

Sabahleyin erkenden kalkıp ana yola indiler, bir kamyon gelip durdu, kamyona binip Maraş’a doğru yola çıktılar. Sokak başında kamyondan inip dükkâna varıp açtı! Ortalığı topladı, çay suyu koydu, biraz sonra annesi ve kardeşleri ile Raziye de geldiler.

“Neredeydin oğlum” dedi Makbule Hanım: “arabayı kaçırdık mecbur köyde yattık.” dedi Hasan.

“Bizim oğlanı bu kız kaçırmıştır dedi vallahi abi, Raziye abla.” dedi Hatice.

“O maliyeci kendine dikkat etsin bacım, beni kim niye kaçırsın.” dedi.

“Beni kim, niye kaçırsınlar” Hasan dedi Raziye.

Ben oğlan kaçıran kız hiç görmedim! Ama kız kaçıran oğlan çok gördüm ve duydum o yüzden söyledim! Hep sen espri yapacak değilsin ya, biraz biz yapalım değil mi? Dedi Hasan.

O günü dükkânda çalışarak geçirdi ikindi olunca Ökkeş dedesi geldi Makbule “ustalar işini bitirdi” diye haber etti. Makbule Hanım babasına para verdi! “Bende gelsem eksik gedik var mı görsem” dedi.

“Adamlar şimdi yorgun sen eksik bir şeyler görürsen bana söyle ben ustayı getirir yaptırırım.” dedi Ökkeş ede.

Akşam eve varınca iyice gezdiler, “yarın bir liste yapar babama veririm birkaç eksik kalmış.” dedi Makbule Hanım.

Öbür gün Hasan erkenden kalkıp dükkâna gitti evin işi bitinceye kadar annesi ve kardeşleri gelmeyeceklerdi. “Raziye bugün gelir mi? Acaba” diye beklemeye başladı, öğle yemeği arasın da gelmedi, mesai çıkışında gelir mi Acaba? diye merak içinde bekliyordu. Hava kararıp akşam olmuştu. Çarşıda en son dükkân kendisi kalmıştı mecbur kapatıp eve gitti.

Eve varınca, evde dedesi, anneannesi de vardı, yorulmuş oturuyorlardı. Selvi teyzesi mutfakta Hatice ile yemek hazırlıyorlardı muhtemel. Hasan odasına gidip yatağına uzandı. Raziye’yi düşünüyordu “niye gelmedi acaba halbuki bayağıda anlatmaya hevesliydi belki de mesai ’ye kalmıştır.” Ahmet gelip “abi yemek hazır” dedi. Hasan, “aç değilim siz yiyin.” dedi.

Yatakta sağa sola dönüp durdu, bu kaçırma işi nasıl olacaktı şu Gülpak’la bu işi iyice konuşmalılardı, o çok kız kaçırmış tecrübeliydi. Bir süre sonra “buz gibi karpuz var buyurmaz mısın” Hasan Bey diye Raziye’nin sesi geldi kapı arkasından.

“Soğuksa gelirim” diye cevap verdi Hasan.

“Soğuk buz gibi haydi gel” dedi Raziye.

Hasan odadan dışarıya çıkıp ayaza varıp oturdu! Karpuz buz gibiydi gerçekten de.

“Bu karpuzu nasıl böyle soğuttunuz” diye sordu Hasan.

“Ben gelirken buz almıştım.” dedi Raziye.

Karpuzdan sonra, Hasan “Raziye ablanı evine bırak oğlum” dedi Makbule Hanım.

“Anne bugün burada senin odanda yatsa olmaz mı şimdi yorgun argın bir sürü yokuş çıkacak yazık.” dedi.

“Yeteri kadar yatağımız olsaydı zaten onu ben salmazdım kalk haydi ayıp oluyor” dedi.

Raziye ile evden çıkıp yürüyorlardı, “benimle sohbet etmekten hoşlanıyorsun sanmıştım” dedi Raziye.

“Sıkıntım büyük o yüzden bugünlerde benim sözlerime alınma lütfen” dedi Hasan.

“Hayrola kız ile aran mı bozuldu?”

“Yok aramız iyi! dedim ya sıkıntı büyük.”

“Benimle paylaş sıkıntını! belki yardımcı olurum” dedi Raziye.

“Beni boş ver sen ferahından anlat bakalım hayallerinde neler yaşadın?”

Raziye, önce biraz güldü “benim hayalimde esas oğlan yoktu?”

“Nasıl olur? esas kız var ama esas olan yok nasıl filim bu! seyirci yuhalar” dedi Hasan.

“Senaryoyu ben yazdım, yönetmen, rejisör alayı benim istediğim gibi çekerim filimi, kime ne” dedi Raziye.

“Yapımcı benim, hikâyede benim, ben itiraz ederim” dedi Hasan.

“Telif hakkını öderim” dedi Raziye.

“İşte onu yapamazsın.” dedi Hasan.

“Niçin yapamazmışım bastırır parayı alırım telifini.” dedi Raziye.

“Benim satılık Hayalim yok! sadece seninle paylaştım o kadar.”

“Şimdi esas oğlan sensin desem yanlış anlarsın! Raziye ablam bana iş mi atıyor dersin.”

 

ARKASI YARIN...

 

Ali GEMCİ

 

(Hergün saat 10:00'da yeni bölüm gelecektir.)

Önceki Bölümler: E-KİTAP (maksatmaras.com)

Kaynak: Editör: Kerem ÇINAR
Etiketler: Azimli, Çocuk, 13.Bölüm,
Yorumlar
Haber Yazılımı