Azimli Çocuk 12.Bölüm
Haber
24 Temmuz 2022 - Pazar 10:15
 
Azimli Çocuk 12.Bölüm
E-KİTAP Haberi
Azimli Çocuk 12.Bölüm

“Sözlün tanıdığın mı? Görücü usulümü sözlendiniz?” diye sordu Makbule Hanım.

Çocukluğumdan beri görmezdim sözlümü! görücü usulü oldu doğrusu.” dedi Raziye.

Hasan, fırsatı kaçırmayıp hemen lafı yapıştırdı. “Bana akıl veren sen değil miydin? O kadar bilgi ve donanımdan sonra görücü usulü ile mi! Nişanlanıyorsun.”

Raziye, “sen benim sözümü tut gittiğim yoldan gitme çocuk.”

“Hayrola şifreli konuşuyorsunuz.” dedi Makbule Hanım.

Hasan ile aramızda sır abla! Hasan anlatır veya bana anlat diye müsaade eder o zaman olur.” dedi Raziye,

Hasan, “anlatın lütfen Raziye Hanım zaten anneme söylemişsindir.”

“Oğlun Âşık olmuş dedim ama seninle konuştuklarımızı anlatmadım vallahi.”

“Anneciğim, bu maliyeci hanım bana taktik veriyordu, kızlar şunlardan hoşlanır, şöyle söyle, şöyle yap, hatta pastaneye davet et diye birçok şeyler anlattı, şimdi görücü usulü ile nişanlanıyor bütün teorilerini çöpe attı.” dedi Hasan.

“Aman oğlum, şerli belalı birilerinin kızı olurda başın belaya girer dikkat et! Kimin kızı ben tanır mıyım? dedi Makbule Hanım.

“Vallahi kimin kızı bilmiyorum, arada bir alışverişe geliyor, bazen karşılaşıyoruz o kadar.” dedi Hasan.

“Bir daha geldiğinde bana göster! bir konuşayım kimin nesi? Öğreneyim.” dedi Makbule Hanım.

“Olur anne, annem seninle tanışmak istiyor, hatta beraber hamama gidelim diyor diye ona söylerim.”

Raziye, “Hasan beni eve bırakır mısın?”

“Annemden izin almanız lazım.”

“Biraz daha otursaydık Raziye.”

“Vakit geçti abla, ancak eve varırım! haydi Hasan gidelim.”

Hasan ve Raziye evden beraberce çıkarlar, “e anlat bakalım Hasan Bey, bugün kız ile konuşmuşsun anlaşılan.” dedi Raziye.

“Biraz konuştuk. “

“Ne konuştunuz?”

“Mahremiyet diye bir şey var! ben sana sözlünle ne konuştun diye hiç sordum mu?”

“Ben senin gibi sevinecek bir şey yaşamadım ki anlatayım.” dedi Raziye.

“Pastanede Dondurmamızı yerken söz anlatacağım.” dedi Hasan.

Bugün geç oldu dondurma işini sonraya bıraksak! Hem ben o pastaneye bir daha gitmeye utanırım.” dedi Raziye.

“Hemen ileride Petek pastanesi var, yukarıda Saray pastanesi var, sen iste yeter ki.” dedi Hasan.

“Sevdiğin kıza böyle dil döküyorsan vay haline! merak ettim anlatacaklarını peki gidelim.”

“Petek pastanesi bak görünüyor.”

 “Pastaneden çıkıp yokuşu tırmanınca senin mahalleye varırız.” dedi Hasan.

Pastaneye girip bir masa seçip oturdular, dondurma söylediler, “anlat bakalım Hasan Bey seni dinliyorum.”

Geçen bir rüya gördüm diye başladı Hasan, san ki Cennetten bir köşe, sadece o ve ben vardım, bir ulu dağın zirvesindeyiz her taraf ağaçlarla kaplı orman, yerler yem yeşil çim diye gördüğü rüyayı ve hayallerini anlattı.

“Vay be, çok romantik ve duygusal bir rüya görmüşsün her kula nasip olmaz! Kıza anlattın mı? Bu rüyayı?”

Evet anlattım ne kadar etkilendi bilemem ama o da aynen senin söylediklerini söyledi o kadar.”

Bütün bu anlattıklarından sonra bu kız ya duygusuz ya da kusura bakma salak, senin gibi romantik bir delikanlıyı bulmuş Allah’ından belasını mı? İstiyor, biliyor musun ben bunları seninle konuştukça o kızı kıskanmıyor değilim, sen anlattıkça sanki benim için anlatıyor musun gibi hoşuma gidiyor! Seni dinledikçe hep devam etmeni istiyorum.” dedi Raziye.

“Sana özel anlatıyorum zaten.” dedi Hasan.

“Yok sen değil de beni seven, bana Âşık olmuş bir delikanlı bunları yaşamış ve benim için anlatsın isterdim dedi iç çekerek Raziye.”

“Bir dondurma veya başka bir şey ister misin?” diye sordu Hasan.

“Vakit çok geç oldu bu güzel muhabbeti yolda giderken devam edelim.” dedi Raziye.

Hasan, hesabı ödedi pastaneden çıkıp, kale dibinden yukarı tırmanmaya başladılar. “Anlatsana” dedi Raziye.

“Yokuş yukarı anlatması zor! müsait bir zamanda anlatırım.”

“Sabırsızlıkla o münasip zamanı bekleyeceğim.” dedi Raziye.

“O müsait günü siz hanımefendi tayin etsin.” dedi Hasan.

Raziye, “senin de hoşuna gidiyor bu konuları konuşmak değil mi?”

“Senden başkası ile konuşmuyorum ki, iyi dinleyicisin karşımda sanki o varmış gibi oluyorum.” dedi Hasan.

“Laf aramızda sanki o kız benmişim gibi heyecan ve haz duyuyorum.” dedi Raziye.

“Sen hiç böyle şeyler yaşamadın mı?”

Denizli’de seninle bile böyle rahat yolda yürüyemem, hele bana Âşık olmuş bir oğlanla tövbe.” dedi Raziye.

“Evine yaklaştık artık anlattıklarımla sende hayal aleminde yaşarsın tıpkı benim gibi.”

“Senin sevdiğin bir kız var onu koyarsın hayalinin baş rolüne! benim kimim var?”

“Sözlün var! sende onu koyarsın.” dedi Hasan.

“Ona daha alışamadım! bizim ki Aşk evliliği olmayacak ki.”

“Yanlış anlamazsan beni koy, zaten bu filimin esas oğlanı ben değil miyim!” 

“Seni koyarsam, Makbule Abla bunu öğrenirse, senden kaç yaş küçük oğlanı hayallerine almaya utanmıyor musun? demez mi.”

“Sende şu yaş farkını çok abartıyorsun! Şimdi bir delikanlı kendisinden yaşça büyük birisine Âşık olamaz mı? Kalp bu ya kimi dinler! Sonra annem senin hayallerini nerden bilecek!” dedi Hasan.

“Sen hiç çevrende yaşça hanımı kendisinden büyük kimseyi gördün mü?”

“Gördüm Vallahi, hem de hanımı kendisinden on yaş büyük.”

“İnanmam üstelik Maraş’ta öylemi?” Dedi Raziye.

“Oğlan çok fırlatmaydı onu ancak bu idare eder diye almış annesi.”

“Hem de annesi almış öylemi?” Dedi Raziye.

“İnanmıyorsan anneme sor?”

“Saçmalama, bu Raziye benim oğlanı ayartacak diye düşünür olmaz.” Çantasından anahtarını çıkarıp kapıyı açıp hayırlı geceler deyip kapıyı kapattı.

 Hasan, bugün çok güzel şeyler oldu, eğer hayallerine beni katarsa var ya bu kız kesin bana Âşık olur dedi.

Eve gelip yatağına girip hayal alemine daldı, şimdi Raziye’nin hayallerindeyim zamanla bu kız sana Âşık olur bak gör Hasan Efendi dedi.

Birkaç gün sonra Fatih geldi, “üç katır ayarladım yiyecekler sana ait katırlara şu kadar istiyorlar.” dedi.

“Niye üç katır biz iki kişiyiz” dedi Hasan.

“Katırcı bende gelirim hem sizin bilmediğiniz daha güzel yerler biliyorum” Dedi.

“pazar günü saat altıda sokak başında buluşalım cip erken kalkar önce varan biner cipe” dedi.

Cumartesi gününden ne alacaklarsa alıp hazırlıklarını yaptılar. Hasan dükkâna geldiğinde Raziye ile annesi oturmuş konuşuyorlardı. “Hoş gelmişsin maliyeci Hanım.” dedi.

“Hoş bulduk Hasan Bey, bizde annenle Yarının programını yapıyorduk.” dedi Raziye.

“Senin yarın provan var istediğin saatte gelebilirsin ne programı yapıyorsunuz.” dedi Hasan.

“Yarın, İstasyona veya Pınarbaşı’na piknik yapmaya gideceğiz.” dedi Makbule Hanım.

“Beni programınıza dahil etmeyin ben başka yere gideceğim.” dedi Hasan.

“Nereye gideceksin oğlum! hep beraber olmak amacımız.” dedi Makbule Hanım.

“Anneciğim, verilmiş sözüm var daha önce söyleseydiniz olurdu.” dedi Hasan.

“Anladım oğlum, zaten büyüyen anadan uzaklaşır derlerdi doğruymuş.”

“Al ha, yirmi dört saat seninle beraberim gün yirmi beş saat oldu da ben mi duymadım.”

 

ARKASI YARIN...

 

 

Ali GEMCİ

 

( Kitabımızın yeni bölümleri her gün saat 10:00'da paylaşılacaktır. )

Önceki bölümler: E-KİTAP (maksatmaras.com)

Kaynak: Editör: Kerem ÇINAR
Etiketler: Azimli, Çocuk, 12.Bölüm,
Yorumlar
Haber Yazılımı