Âlimin Yanında Dilini, Evliyanın Yanında Gönlünü Tut
İsa ÇINARLIDERE
-Âlimin Yanında Dilini, Evliyanın Yanında Gönlünü Tut
Yürekten dökülmeden yazılan, ısmarlama yazılar hoşuma gitmiyor. Bu nedenle uzun zamandır yazamıyorum. Yürek ezilmeden gönülden dile damlayan sözler demini almamış çay misali tad vermiyor. Günümüz atmosferinde zarar görmeyenler, hissiyatını belli etmeyen, gıbta ettiğim insanlardır. Hissiyatının verdiği coşkuyla bir çuval inciri berbad edip kelleyi kaybeden şair ve devlet adamı saysak bir hayli örneğini buluruz.
Evliyanın söz söyleyenini bulmak zordur. Lakin söz söylemeyenini bulmak daha zor. Onlar sözden ziyade hâl ile ifade eder ki murad ettikleri gönülden dökülür ve tesir eder. Âlimin yanında diline, evliyanın yanında gönlüne sahip olma hasleti burada gerekir. Şairin 'sahibi hatırına incime' dediği gönlü hoş tutma, mânâ aleminde kazanca kapı aralar ki hem de fani olanın dünyasını ihya eder.
Münnecimbaşı Ahmed Dede'nin "Sahâifü'l-Ahbâr"ında geçer; Hz Mevlana, Selçuklu Sultanının kalender meşrep birine ihtimam göstermesi üzerine meclisi terk eder. Merdivende karşılaştığı kara yağız delikanlının edep tutuşu nazarı dikkatini celbeder. Kimlerden olduğunu sorunca Ertuğrul Gazi oğlu Osman Bey olduğunu anlar. Tekkesine götürüp misafir eder ve ''Hoş imdi pâdişâh kendüye peder (baba) buldı ise, biz dahî kendümüze bir ferzend (oğul) bulduk!' diye iltifatta bulunur Osman Beye. Cümle bil Osmanlı mülkü evliyaların duasından almıştır bereketini. Hoşgörü ve adalete tercihte bulunurken Şeyhim Edebalımdan almıştır öğüdü.
Bu mülkün sultanları affetmiyor kısacası. Mânâ aleminin sultanları ile kılıç kuşanıp er meydanında cenk eden cihangir sultanların yürekleri tarih boyunca bir vurmuştur. Cihangir sultanlar ne zaman ayrı düşse kılıcı kından çıkmaz olmuş. Bunların hepsi aşk ile olmuştur. Üstelik bu aşk Cemal Safi merhumun ifadesiyle; "Evliyanın sözündeki muhabbet/ Enbiyanın yüzündeki nur benim." dizelerindeki ifade edilen aşktır. Hayırla kalın Rabbime emanet olun!